Fatih EROĞLU


OTİZMLİ BİREYLER ( ALTIN ÇOCUKLAR ) VE AİLELERİ İÇİN DAHA DUYARLI BİR TOPLUM

.


Değerli Gönül Dostları! Ülkemizde, tahmini olarak, 550 bin civarında otizmli birey ve 150 bin civarında otizmli çocuk bulunuyor. Bizler yaşamlarımızı  bir şekilde idame ettirirken; Otizmli çocuğu olan ailelerin yüreklerinde ne yıkımlar  barındığını, otizmli bireylerin ve özellikle "Altın Çocukların " yaşadıkları evlerde ne acıların saklı olduğunu biliyor muyuz? Gecenin asi karanlığında saklı kalmış haykırışlardan haberdar mıyız? Otizmli çocuğu olan anne ya da babaların yüreklerine akıttıkları gözyaşlarının farkında mıyız? Otizmli bireylere; özellikle çocuklara ve onların ailerine, ötekileştirme olgusuyla yaklaşılıyor. Bu durum; psikolojik açıdan güçlü durmaya çalışan aileri, toplumdan uzaklaştırıp, kendi nevrotik dünyalarında (iç dünyada; güvensizlik,kaygı,nefret ve huzursuzluk gibi duyguların insan üzerinde birikmesi) sosyal yaşamdan kopuk bir yaşantıya sürüklüyor. Rutinleşmiş hayat gayesiyle mutsuz, yarınından umutsuz, önünü göremeyen bir aile yapısı oluşmasına neden oluyor. Evinde huzuru bulamamış bir toplumda; acınası gözlerle ya da rahatsız tavırlarla, dışlanmış aile  ve otizmli bireyler hayata tutunmak için sadece bir zeytin dalı  bekliyor. Bu bağlamda, atılacak bilinçli adımların; görsel medyadan (tv programları, belgesel niteliğinde otizm hakkında bilgilendirme) tutun da aileleri bilinçlendirme anlamında okullarda seminerler, kültür merkezlerinde sempozyumlara kadar birçok adım atılabilir. Daha geniş kapsamda; devlet eliyle, tam teşekküllü rehabilitasyon merkezleri ve sanat atölyeleri, sosyal regülasyon alanları oluşturulursa; hem ailelerin üzerindeki yükün hafifletilmesi hem de otizimli bireylerin topluma kazandırılması anlamında  büyük bir yol alınır. En önemlisi de toplumumuz, otizmin ne olduğu hakkında bilinçlenmiş  ve insanlara nasıl bir tavır sergilemeleri gerektiği hakkında farkındalık sahibi olur. Gelin, hep beraber bu köhneleşmiş kalıpları yıkalım. Onların da bizim gibi birer birey olduğunun, ellerinden tutulduğunda neler yapabileceklerinin farkına varalım. "Altın Çocukları ", dışlanması gereken ya da acınası insanlar olarak görmek yerine; empati kurup, "onların yerinde olabilirdik" düşüncesiyle haraket ederek,  otizmli ve engelli bireylerin de bizler gibi hayatın içerisinde yer almasını sağlayalım.

Bir umut bir hayattır ve bir hayata umut olmak, hayata tutunmaktır.

( Fatih EROĞLU )