Müfettiş, bir okulu teftiş etmek için görevlendirilir:
Okula gitmek için yola koyulur ancak yolda arabası hararet yapar ve çalışmaz.
Oradan geçen bir çocuk araca doğru yanaşarak yardıma ihtiyacının olup olmadığını sorar.
Müfettiş:
-Araçlardan anlar mısın?
Çocuk:
-Babam tamircidir, ben de bazen ona yardım ederim.
Arabanın motoruna bir bakış attıktan sonra alet-edevat çantasını ister. Çocuk bir kaç dakika uğraştıktan sonra müfettişten aracı çalıştırmasını rica eder.
Bu arada müfettiş bütün bu olanları dehşet içerisinde izlemiştir. Araç tekrardan hareket eder!
Müfettiş, çocuğa teşekkür eder ve sorar:
- Bu saatte neden okulda değilsin?
Çocuk:
-Bugün okulumuza müfettiş gelecekmiş ve öğretmenin dediğine göre ben sınıfın en tembel öğrencisiymişim, evde kalmam gerekiyormuş.
Yetenekler böyle bitirilir. Zeka ve üreticilik sadece dersi anlamak ile alakalı bir şey değil. Her öğrenci özel ve farklı yeteneklere sahip. Onları ortaya çıkarabilmek için uygun ortamlar hazırlamalı. Yeteneksiz öğrenci yoktur, sadece farklı yeteneğe sahip öğrenci vardır...
Osmanlı Enderun Mektebinde her çocuk ilgi alanı ve yeteneğine göre değerlendirilip ona göre eğitilirdi. Bütün öğrencilere standart dersler verilmezdi. Mektep duvarında şu söz yazardı:
“Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz…”
