Sündüs GÜMÜŞ


HAYAT MARŞIMIZ

.



"Seslere kulak ver.” Dedi. Sustum, dinledim. -"Ne fısıldıyorlar? Anlamıyorum." Diyerek karşılık verdim. Ellerini belime yerleştirerek -"İyi dinleyemiyorsun. Hisset." Gözlerimi kapattım sadece fısıltılara yoğunlaştım. Hâlâ duyamıyordum. Gözlerimi açıp yüzüne baktım. Umutsuzca başımı salladım. Gözlerime bakıp gülümsedi. Çocuk hallerimden hiç bıkmazdı. Belimde olan ellerini iyice sıkıştırdı. Çenesini omzuma dayadı. Rüzgar saçlarımı uçuşturuyordu. - "Gözlerini kapat." Dedi. Göz kapaklarımı birbirine kavuşturduğumda, kulak arkamdan öptü. "Rüzgarı hissedebiliyor musun?” Kafamı salladım. Saçlarımı dalgalandıran ılık rüzgarı hissedebiliyordum. Güzeldi. -“Şimdi dinle." dedi. İçim kıpır kıpır olurken onu duyabildim. Rüzgar bana bir şarkı mırıldanıyordu. Farklı bir dildi sanki bu. Bambaşka. Anlamıyordum, ama melodisi hoştu. -"Hangi şarkı bu?" diye sordum. -“Duyabildin mi sonunda. Dedi. “Hı... Hıımm; diye mırıldanırken gülümsediğini hissettim. - "O marş bizim marşımız." İçine çekti temiz havayı. "İkimizin marşı. Sadece ikimiz duyabiliyoruz. Sadece ikimize özel. İkimizle güzel." Gözlerimi açıp keskin yüz hatlarına baktım. Vücudumla birlikte tamamen ona dönerken. - "Bizim marşımız." diyordum. "İkimizin." -"Adı ne olsun?" dedi. Gözlerimi kapatıp kısa süreliğine düşündüm. Yeşil bir marştı sanki. -"Bilmem ki bulamadım." Dedim. -"Öyleyse tut elimden" Dedi güzel ellerini bana uzatırken hiç tereddüt etmeden elini tuttum. Ağaçların oraya doğru yürümeye başlamıştık. Yeşillikler içinde civardakilerden çok daha görkemli bir ağacın biraz ötesinde durduk. -"Bak." dedi. "Ulu ağaca. Heybetine." Gözlerimi ağaçtan alamıyordum. Ağzım açık kalmıştı ihtişamından. -"Kapat gözlerini." dedi yeniden. Kapattığım zaman. "Duyuyor musun. O melodi bu ağaçtan yükseliyor." Gerçekten de öyleydi. Melodi ağacın her bir yaprağından yükseliyordu. Ağaçtan geliyordu hayat. Gözlerimi açıp  "Evet." Dedim. "Her bir yaprağı tek tek çalıyor notaları." Gülümsedi. -"Hayat gibi." Dedi. Ağaca bakıyorduk ikimiz de. -"Değil mi ?" diye devam etti. Kafamı salladım. "Marşımız ;hayat marşı olsun. Bu ağaç gibi ulu ve sonsuz. Ha ne dersin?" Gözlerindeki mutlu ifadenin aynısına kendi gözlerimde de rastlayacağıma emindim. Gülümseyerek. - "Olsun." dedim. “HAYAT MARŞIMIZ” 
Sündüs GÜMÜŞ