Mustafa Özdemir


FIRTINA BU HAFTA “RÜZGAR”

.


 

Süper Lig'de fırtınalar estiren Trabzonspor, Antalyaspor deplasmanında 2-1 mağlup oldu. Antalyaspor güçlü rakibine bu sezonki ilk mağlubiyetini tattırdı ve Karadeniz ekibinin 27 maçlık yenilmezlik serisi sona erdi.

Sert ve hızlı başlayan Antalyaspor, daha ilk dakikalardan itibaren Trabzonspor’un oyun kurma etkinliklerine izin vermedi. Bu hafta Trabzonspor’a rüzgar dememin sebebi hâlâ açık ara farkla lider olması ve rakiplerine göre psikolojik olarak daha rahat konumda bulunması. Bu konumda halen farkı açabilir çünkü Galatasaray ve Fenerbahçe kaybetti. Sadece Beşiktaş kazandı ama Beşiktaş maçının Trabzon’da oynanacağını düşünürsek bordo mavililerin tekrar farkı açabileceğini biliyoruz. Geçen maçlarda Trabzonspor’un maça kötü başlasa da sonunu getirebildiğini söylemiştim. Bu hafta bunu başaramadılar. Sertliklerde çok fazla kartına başvurmayan Zorbay Küçük'ün takdir hakları, etkisiz ve reaksiyonsuz Trabzonspor için işleri daha da zorlaştıran bir başka şeydi. Trabzonspor için bu maçta yaşanabilecek tüm olumsuzluklar yaşandı diyebiliriz. Sahanın Trabzonspor oyunlarına izin vermeyecek kadar ağırlaşması, Nwakaeme’nin sakatlanması, Dorukhan'ın ters vuruşu ve hakemin kartsız geçiştirdiği faullerin de eklenmesi bu mağlubiyetin sebeplerinden sadece bazılarıydı.Peres’in solda etkisizliği, Bakasetas'ın bir türlü oyuna dahil olamaması, Cornelius’un gol hariç gözükmemesi ve Yusuf'un etkisizliği önümüzdeki haftalar Avcı’nın halletmesi gereken konular. Yoksa istenmeyen haftalar gelebilir. Buda prestij anlamında bordo mavilileri psikolojik anlamda bitirebilir. 

MAĞLUBİYET EKSİKLERİ GÖRMEK ADINA FIRSAT

Tempoyu sürekli kontrolünde tutan Antalyaspor’du. Alan daraltan yine Antalyaspor’du. Geçişleri doğru yapan ve özellikle kenarları doğru kullanan Antalyaspor’du. Maç öncesi öngörümle örtüşen ön alan baskısı ve baskıya karşı çıkış modelleri de bu galibiyette Trabzonspor’un nerelerde yetersiz kaldığını düzeltmesi adına ders niteliğindeydi. Trabzonspor da kaybedecekti. Dersleri bol bir kaybediş uzun vadede kazandırır. Yol uzun ve meşakkatli. Antalya maçı bir çok açıdan erken uyarı gibiydi.


KÜLLERİNDEN DOĞMUŞ KARTAL

Sergen Yalçın'la yolları ayıran Beşiktaş Süper Lig'de 16. hafta maçında Kayserispor'la sahasında karşılaştı. Beşiktaş 83. dakikaya 2-1 geride girdiği karşılaşmayı 4-2 kazandı.

Beşiktaş, seyircisinin desteğine rağmen dağınık ve tedirgin bir görüntüyle başladı. Büyük ölçüde topa sahip oldu, ama topun hızını artırıp tempoyu yükseltemeyince Kayserispor’un kalabalık savunmasını bunaltamadı. İleride çok fazla çoğalamadıklarını gördük. Ama konuk Kayserispor topla çok az temas etmesine rağmen Beşiktaş alan daraltamayınca çıkış imkanı buldu. Normalde Beşiktaş’ta takım topu kaptırınca ilk baskıyı yapan bir Josef görürdük, ama bu maçta Beşiktaş onun eksikliğini çok aradı. 

SONUÇTA O “ARSENAL” ALTYAPILI

Beşiktaş’ta uzun zamandır kulübede oturan Oğuzhan, oyuna girdikten sonra siyah beyazlıların atak organizasyonlarını başlatan isimdi. Her ne kadar son dönemlerde formsuzda olsa, onun Arsenal altyapısı olduğunu unutmayalım. Bu tip oyuncular uzun süre oynamayınca oyuna girince maçın kaderini değiştirebilen adamlar olabiliyorlar. Bir nevi form geçici, klas kalıcıdır sözünü gördük. Oğuzhan sadece sorumluluk almakla kalmayıp maçın iplerini de eline geçirdi. Topla buluştuğu her pozisyonda ataklara şekil veren Oğuzhan son dakikalarda atılan 3 golde de hücumları başlatan isim oldu. Güven’in hareketli oyunu, Oğuzhan’ın direkt pasları Batshuayi’nin de performansını artırdı ve Kayserispor’un savunma dengesi tamamen bozuldu. 2 gol 1 asistle oynayan Belçikalı futbolcu biraz alan bulduğu ve istediği pasları aldığı zaman ne kadar etkili olduğunu gösterdi. Oğuzhan’ın payı büyüktü. 

ÜÇ PUANDAN FAZLASI

Haftalardır 3 puana hasret olan Beşiktaş, yine kötü bir sonuç alabilirdi ancak taraftarının desteği ile son dakikalarda pes etmeyerek müthiş reaksiyon göstererek 4 gollü galibiyet ile kazanmayı hatırladı. Beşiktaş, dün sadece 3 puan almadı, Oğuzhan’ı, Batshuayi’yi ve çok ihtiyacı olan özgüvenini de geri kazandı.

KİLİDİ AÇAMAYAN BİR ASLAN

Süper Ligin 16. haftasında deplasmanda Sivasspor’a konuk olan Galatasaray sahadan 1-0 mağlup ayrıldı. 

Kazanan Sivasspor’un, kaybeden Galatasaray‘dan daha iyi olduğu bir maç değildi. Zaten ilk yarı kendi sahasında oynayan bir Sivas takımı vardı. “Üzüm üzüme baka baka kararır” gibi, Galatasaray’ın da, Sivas takımından pek farkı yoktu. Bunu Malatya deplasmanında da gördük. İlk yarı sonunda aklımızda kalan, önce Feghouli’nin sonra Kerem’in kaleci Ali Şaşal‘a takılan şutlarıydı. Galatasaray’ın Feghouli ile gelen bu ilk şutu da, ancak ilk otuz dakikanın bitiminde geldi zaten. Böyle olunca adamın maç izlerken uykusu geliyor. 

LİGDE KAYIP BİR GALATASARAY

Dakika 80’de Luyindama ile kaleci Muslera aynı hava topuna müdahale etmek istedi. Seken top boşta kaldı. Takip eden Yatabare, geriden gelen Fajr'ın önüne bıraktı. Onun plase vuruşunda top ağlarla buluştu ve Sivasspor 1-0 öne geçti, maç böyle bitti. Galatasaray Avrupa’da oynadığı futbolun birazını ligde oynamıyor. Olaya şöyle bakmak lazım, Sivasspor’un kadro değeri olarak gücü Galatasaray’dan az. Rıza Çalımbay, bu takımı en üst seviyede mücadele ettiriyor ve Sivas korkmadan Galatasaray’ın üstüne gidiyor. Daha çok gol pozisyonuna giriyor. Kalede Muslera gibi bir tecrübe olmasa Sivasspor daha önce golü bulacaktı. Muslara bir talihsizlik yaşadı. Ya topa çıkmayacaktı ya da Luyindama’ya “bırak” diye bağıracaktı. Bunların hiç biri olmadı ama en kötüsü oldu, Muslera Luyindama ile çarpıştı ve sakatlandı. Korkulan oldu ve yapılan açıklamada Muslera'nın sol diz iç yan bağlarında ileri derecede yırtık, ön çapraz bağında esneme tespit edildiği açıklandı. Adam ilk yarıyı kapattı ve 8 hafta sahada olamayacak. Galatasaray zaten bunun sıkıntısını çok çekecek o bir kesin, yedek kalecin bir maç kazandırır iki kazandırır. Ama Galatasaray’ın önünde zor maçlar var, neler olacak göreceğiz. Galatasaray zaten bir kaleci transferi düşünüyordu, kim bilir belki bu anlamda güzel bir kaleci transferi olabilir veya yedek kaleci İsmail Çipe’nin şapkadan tavşan çıkarttığı maçlara şahit olabiliriz.

İSTİKRARSIZ FENER

Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig'in 16. haftasında deplasmanda Gaziantep Futbol Kulübü'ne 3-2 mağlup oldu.

Bu seviyede bu kadar ciddi bireysel hatalarla maç kazanmak mümkün değil. Luiz Gustavo’nun kaybettiği 2 topun devamında Gaziantep’in ilk 2 golü geldi. Fenerbahçe’nin geçen sene bu kadar kilit olan bir adamı nasıl böyle formsuz olur düşündürücü. Yine Gaziantep’in üçüncü golü öncesinde de Kim Min-Jae’nin ciddi hatası var. Tüm bu hatalardan faydalanan Gaziantep’in becerisini yok saymak da haksızlık olur ancak 
çok güvenilen olarak kabul edilen Luiz Gustavo ve Kim Min-Jae’den gole sebebiyet verecek bu hataların gelmesi düşündürücü. Vitor Pereira haftaya başlarken küme düşme hattının bir basamak üzerinde olsa da, evinde hiç maç kaybetmemiş Gaziantep’ten çekinmiş olacak ki orta alanın merkezinde defansif özelliği yüksek Gustavo-Crespo ikilisiyle başladı. Figuereido’nun 45 metreden attığı mükemmel golle yenik duruma düşen sarı lacivertiler, Mesut’un vuruşu ile beraberliği bulsa da maç boyunca üç kez geriye düşüp sürekli Gaziantep’i skor olarak kovalamak zorunda kaldı.

“10” KENDİNİ BULUYOR

Hücumda “10” Mesut dışında yaratıcılık sergileyen başka bir isim çıkmayınca da dünkü gerçekleşen senaryonun sonunda maçı kazanması asla söz konusu değildi. Öyle ki dün maç 2-1 iken Figuereido, 3-2 iken de Dicko kaleci ile karşı karşıya kaldığı net fırsatları değerlendiremedi. Üstelik Mesut ve Crespo sezonun en iyi futbolunu oynadıkları maçta şayet Fenerbahçe, sahadan puansız ayrılıyorsa bu durum düşündürücü.

EROL BULUT STRATEJİSİ

Skor olarak bakmazsak, iki tarafında galibiyeti düşündüğü tempolu ve seyir zevki yüksek, birbirinden güzel gollerin atıldığı bir maç izledik. Ancak çok fazla bireysel hata yapan Fenerbahçe ve bunlardan faydalanan Gaziantep’in mücadelesinden galip çıkan Erol Bulut’un stratejisi oldu.