2022 FIFA Dünya Kupası'nda normal süresi 2-2, uzatma bölümü 3-3 tamamlanan final maçında Fransa'ya penaltılarda 4-2 üstünlük kuran Arjantin, şampiyon oldu.
Dünya Kupası denildiği zaman çoğumuzun aklına gelir futbol. Onu bu kadar güzel yapan, dört yılda bir düzenlenmesi mi, her yıl düzenlenmediği için haliyle futbolcuların canla başla mücadele edeceği mi, özellikle genç futbolcuların kendini kanıtlayabilme imkanı vermesi mi, yoksa dünyanın bir ucundan diğer ucundaki ülkeyi birleştirici gücü mü dersiniz? Ele alırız, zaman çok.
10'UN ZAFERİ
Lionel Messi ve Arjantin için şampiyonlukla biten turnuva aynı zamanda enlerin turnuvası da oldu. Hepsinden bahsetmeye çalışırım. Ama inanın ki o kadar çok konu var ki bahsedilecek, hangisinden bahsedeceğimi şaşırıyorum açıkçası. 20 Kasım - 18 Aralık 2022 tarihleri arasında Katar'da düzenlenmiş olan turnuva beş farklı şehirde ve sekiz farklı stadyumda oynandı. Katar'ın bu turnuva öncesi gerekenden çok daha fazla milyonları çarçur ettiğini düşünenler vardı. Ama açıkçası dün gece Fransa-Arjantin finali ve akabinde Arjantin'in şampiyonluğu ile sonuçlanan mücadeleden sonra yapılan fişek gösterileri, Lusail Stadyumu' nun mükemmel ambiyansı, ışık gösterileri bana " iyi ki basmışlar parayı" dedirtti. Ne şanslı bir nesiliz ki, Arjantinli Lionel Messi ve Portekizli Cristiano Ronaldo ile aynı jenarasyona denk geldik ve kariyerlerinin son yıllarında bile bizlere üst düzey bir rekabet izlettiler. Ama açıkçası futbolun rekabet ile güzel olduğu düşünülürse, Lionel Messi ve Arjantin milli takımının bu zaferi Messi'yi bu güzel rekabette öne geçirdi. Birçok futbol otoritesine göre böyle düşünüleceğini biliyoruz. Ama onlar gibi rekabet eden ikili gelmeyecek, gelse bile ne kadar istikrarlı olurlar göreceğiz. Ne diyelim, yaşasın bu oyunu severek oynayanlar!
Şimdi kupayı kazanan süperstar Lionel Messi olunca, ondan biraz daha fazla bahsetmek yanlış olmaz diye düşünüyorum. 2014 Dünya Kupası'nı finalde Almanya'ya kaybeden bir Messi vardı. Ama bu 2022 Dünya Kupası'nı en başından beri kafaya taktığını düşünenlerden biriydim. Onlar için ilk grup maçında alınan Suudi Arabistan yenilgisi tepkileri de az da olsa beraberinde getirmişti, ama o maçta Suudi Arabistan'ın mükemmel uyguladığı ofsayt taktiği Suudi Arabistan'ın maçı 2-1 kazanması için yeterli olmuştu. Oynanan ikinci Meksika maçı 2-0 kazanılınca Lionel Messi ve arkadaşları şaha kalktı ve artık buradan finale kadar yolları olacaktı. Meksika maçı ayrıca kadro tercihlerinin hangi yönde olması gerektiği konusunda teknik ekibe bazı ipuçları vermişti. Grubun son maçı olan Polonya mücadelesinde Arjantin, bu maça başından sonuna kadar hakim olmuş, oyun ve kadro tercihleri konusunda ise artık iyice her şey netleşmişti. Karşılaşmayı yine 2-0 kazanan mavi-beyazlılar kötü başladığı grubu lider olarak tamamlamayı başarmıştı. Gruptan çıktıktan sonra görece kolay bir kura çeken Arjantin,
son 16'ya kalan takımlar arasındaki belki de kadro olarak en zayıf takım olan Avustralya ile eşleşti. Mavi-beyazlı ekip karşılaşmadan 2-1'lik galibiyetle ayrılıp çeyrek finale yükselse de son 10 dakikada Avustralya karşısında turun tehlikeye girmesi, Arjantin için önemli bir uyarı olmuştu. Çeyrek finalde Arjantin adına belki de turnuva yolculuğundaki hikayesi en büyük maç Hollanda maçıydı. Maç öncesi net bir favori gösterilemeyen karşılaşmada Arjantin, Lionel Messi'nin etkili oyunu ile 2-0 öne geçse de son dakikalarda Wout Weghorst'un gollerine engel olamayan mavi beyazlılar, maçı uzatmalara taşımak zorunda kalmıştı. Özellikle saha içinde yaşanan gerginlikleri had safhada olduğu karşılaşmayı penaltılar sonucu kazanan Arjantin, bu galibiyet ile birlikte hem özgüven tazelemiş hem de turnuvaya sıkı sıkı tutunmuştu. Güney Amerika ekibinin maçı adeta iki defa kazanması takımın mental gücünün ne seviyede olduğunun kanıtı niteliğindeydi. Final yolundaki son aşama olan Hırvatistan maçı
Arjantin'in oyun olarak zirveye çıktığı maçtı. Çeyrek finalde turnuvanın favorilerinden Brezilya'yı eleyen Hırvatistan karşısında başından sonuna kadar üstün bir oyun oynayan Arjantin, kaptanı Lionel Messi ve genç yıldızı Julian Alvarez'in yıldızlaştığı karşılaşmadan 3-0'lık sonuçla ayrılıp adını finale yazdırmayı başardı. Son olarak finalde Fransa ile adına yakışır bir maç oynandı. Buna yalnızca final gözüyle bakmamız zaten doğru olmazdı. Fransa'nın genç sayılabilecek yıldızı Mbappe, maç artık bitiyor dediğimiz noktada maçı son 10 dakika kala attığı iki gol ile 2-2'ye taşıdı ve adeta bende buradayım der gibi maçı uzatmalara taşıdı. Ancak Messi ve arkadaşlarının durmaya niyeti yoktu. İkinci uzatma devresinde dakikalar 108'i gösterirken mükemmel tek toplar sonrasında Messi'nin golü geldi. Arjantin 3-2 öne geçti. Artık tam maç bitti derken 118. dakikada Mbappe, penaltıdan attığı golle skoru 3-3'e getirdi. Bir kaç dakika sonrası defans arkasına atılan uzun topu kaçıran Arjantin defansı az daha Arjantin'e dördüncü golü yedirecekti. Gol olsa belki şimdi çok farklı şeyler düşünüyor olacaktık. Ama Emiliano Martinez hayır dedi ve mükemmel final penaltılara gitti. Bu dakikada kalbi olan çok Arjantinli taraflar fenalaşmıştır herhalde.
diye düşündük. Bu arada bu kupanın kazanılmasında Arjantin kalecisi Emiliano Martinez'in yeri de en az Messi kadar büyük oldu. Penaltıların hepsini atan Arjantin dörtte dört yaptı. Fransa'da Coman ve Tchouameni penaltıları kaçırınca penaltı atışlarını 4-2 kazanan Arjantin finalde zafere ulaştı ve 45 milyonluk bir ulusun gururu oldular.
Ama Paris Saint Germain'in yıldızı Kylian Mbappe, elinden geleni yapmasına rağmen takımının galibiyetine yeterli olamasa da, tarih onu da yazacak elbette. Finalde hat-trick yapmak kolay iş değil.
KALPLERDE UKDE KALAN FİNAL
Birçok futbolsever iki efsane Messi ve Ronaldo rekabetine güzel bir dünya kupası finalinin yakışacağını düşünüyordu. Ama Portekiz'in çeyrek finalde Fas'a elenmesi ile çoğumuzun bu hayali içimizde kaldı. Messi'nin de son Dünya Kupası olacağını biliyorduk fakat maçtan sonra bu kararından vazgeçtiğini ve bir şampiyon olarak milli takımda devam etme kararı aldığını duyurdu. Kim bilir belki 2026 dünya kupasında bir Portekiz Arjantin finali izleme şansımız az da olsa olabilir. Az da olsa dediğime bakmayın, bu tarz futbolcuların başarıları birbirini öylesine harekete geçiriyor ki bir diğeri de daima daha iyisini yapmak isteyecektir ve onların bu güzel rekabetini daha fazla
izleme şansımız olabilir. Kim bilir...
FAVORİLERİN HAYAL KIRIKLIKLARI
Her dünya kupasında başta büyük favori olarak gösterilen ülkeler haliyle oluyor. Ama hayal kırıklıkları da buna dahil. Brezilya, Almanya, İspanya gibi. 2022 Katar'da bunlardan biri oldu. Almanya'nın gruptan çıkamaması birçoğumuzu şaşırttı. Defansif zaaflar onların sonu oldu. Hırvatistan, 2018'in finalistiydi ve bunun tesadüf olmadığını çeyrek finalde Brezilya'yı yenerek ve turnuvanın üçüncüsü olarak gösterdiler. Hemde Brezilya'nın uzatma dakikalarında öne geçtiği halde maçı 1-1'e getiren Hırvatistan penaltılarda maçı aldı. İspanya'nın son 16'da penaltılarla Fas'a elenmesi ve Fas kalecisi Bono'nun devleşmesi bunu bizlere gösterdi. Ama Fas milli takımının tarihi başarısının da altını çizelim. Tarihte yarı finale yükselen ilk Afrika takımı olmalarını görmemezlikten gelemeyiz.
SONUÇ OLARAK
2022 Dünya Kupası, tarihin en gollü turnuvası oldu. 64 maç sonunda 172 gol atılırken maç başına 2.7 gol ortalaması yakalandı. Arjantin zafere ulaştı. Hak edilmiş bir zaferdi. Lionel Messi sahaya koyduğu yürek, istek ve olağanüstü performans ile bunu başardı. Tabi ki bu başarıyı sadece ona bağlamakta doğru olmaz. Kaleci Emiliano Martinez'in olağanüstü performansı, genç oyuncuların akıllı ve pozisyon bilgileri bu zaferin gizli başarılarıydı. Arjantin kadrosu soğukkanlı duruşuyla, tek pasları doğru ve yerinde yapabilmesiyle başarıya ulaştı. Onlar için iyi olan bir başka şey, kendilerini Avrupa transfer piyasasına kanıtlayabilmiş olmaları da sayılabilir. Tüm bu Dünya kupasında oynanılan güzel maçlar, umarız 2026 Dünya Kupası'nda tekrar etsin. Favoriler daima kazanamaz, sürprizler olmalı ki zaten futbolun güzelliği de burada. Hayırlısı diyelim.
