VEDAT KAN


Çok Samimiyetsiz Bir Yıl Oldu

Çok Samimiyetsiz Bir Yıl Oldu


Danışıklı dövüş var; Avrupa’nın kenarında bir yerde ama Dünya’nın gözü önünde, sonuçları gerçek ama varlığı samimi görünmeyen. Etkileri gerçek ama tepkilerinde havanda su dövülen. Olan her zaman olduğu gibi vatandaşa oldu, kazananı olmayan bir savaş ve ortada amaç yok sadece menfaat var.

Şımarık komşu Yunanistan yine aynı kafada. Bazı sokak aralarında, cadde başlarında veya sözüm ona birlikte olmamız gereken yerlerde karşı karşıya gelsek te, göstermelik kukla sırıtmaları var dudaklarında. Kaypak, alaycı ve devlet olma ciddiyetine yakışmayan bir vaziyette. Sanırsın ki ağzında sakız varken konuşuyor. 

Batmayan güneşin asırlık kraliçesi yaşlılığa daha fazla dayanamadı ve “gidiyorum bu dünyadan” diyerek aramızdan ayrıldı ama O’nun gidişi başka bir samimiyetsizliği daha serdi gözler önüne. Çok değil yüz yıl önce saltanatı bize kötü gösterip, Osmanlı’yı rafa kaldıranlar, batmayan güneşin yeni kralını “kralımız çok yaşa” sloganlarıyla karşılamaları oldu.

Bunlar, içerisinde mecburen bulunduğumuz dünyamızın samimiyetsizliklerinden sadece birkaç tanesi elbet. Yurdumuza göz attığımızda durum içler acısı.

En büyük samimiyetsizliğimiz 6. Masa… Kurulduğu gün söylemiştik bu masada oturlanmaz, bir şeyler yiyilip içilmez diye. Bu masada birileri oturabilir ama muhabbet olmaz diye. Elbette ki kendi görüşümüzdür, ancak sadece masanın üstüne bakarak yorum yapmak ne kadar ciddiyet arz eder bilemedik doğrusu. Bu masanın bir de tabanı var, onlar neden kimsenin aklına gelmiyor. Siz hiç rakı masasında oturup, üniversite kürsüsünde bir cübbenin altından; milletin camisine, başörtüsüne, inancına küfredip, peygamberine hakaret edip sonrasında aynı masada oturanların samimiyetine inanır mısınız? Bu soru bile bu konuda ne kadar samimi olduğumuzun testinin yapıldığı bir samimiyet sorusudur…

Zamlar.

İnsanımızı dinden ve hatta imandan bile çıkaran zamlar. İnsanların gözünün içerisine bakılarak, alay edilircesine ve hatta aşağılarcasına yapılan ve yapanların tavana bakıp durduğu zamlar. Şahıslar yaparken biliyoruz ki; inanıyoruz ki, görüyoruz ki bilinçli olarak yapılıyor. Birilerinin intikam savaşının gereğidir bu, arada biz zayi oluyoruz. Anladık, anlamasına da;  ya bu kurumlara ne oluyor. Batan geminin mallarını kurtarırcasına. Ve hatta talandan mal kaçırırcasına… İşte halkın faturaları ortada, ben bir şey demiyorum. Ocak 2022 faturası ile Aralık 2022 faturası seçin ve farkını siz görün. Hangi hizmet olur ise olsun sıkıntı yok. Elektrik, Doğal Gaz, Telefon, Su, Ulaşım vs vs… İyi güzel de mademki sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz, mademki birilerinin oyunu bu, o zaman bozun kardeşim bu oyunu. Halkınızı neden ezdiriyorsunuz? Birkaç kişiye. 

Bunlar da yurdumun samimiyetsizliklerinden sadece birkaç tanesi. Bu arada; şehrime göz gezdirmesem olmaz değil mi? 

Adam ile oturmuş her hangi bir konu hakkında sohbet ediyoruz, vatandaş açmış ağzını yummuş gözünü, atış serbest ve kelimelerin nereden gelip nereye gittiği hiç belli değil. Hedefte olanın vay haline, sanırsın yakalasa o dakika asacak sanki neyse kalkıyoruz, daha yola çıkmadan arkadan konuşan arkasından konuştuğu ile yan yana ve kol kola resim vermiş. Altında bir not; biz birlik ve berberlik içerisinde biriz. 

Yok yok… 

2022 hiç te öyle zannedildiği gibi bir yıl olmadı gerçekten. Varlık içerisinde yoklukları yaşadık. Her şeyimiz var iken, hiçbir şeyimizin olmadığını hissettik ta dibimize kadar. Devam edip 2023 ü de lekelememek için susmaya karar verdim, hemen şimdi. Giden gitsin ve bir daha da geri gelmesin lütfen. Bu saatten sonra; gidene kal, gelene git diyecek kadar lüksümüz yok bizim. Baki kalan duamız olsun ve Rabbim bizi hep iyiler ile karşılaştırsın diyelim o zaman. 

Tabii ki samimi olan iyiler ile…