VEDAT KAN


Büyük Birlik

.


Valla kim ne der ise desin; bugün dağa taşa vurmadan hemen konuya girip, konunun başlığına renk katan bir isim ile başlamak istiyorum. “Birlik” içerisinde “dirliği” sağlayan kişiden başlamak istiyorum.

İlk göreve geldiği zaman; sessiz sedasız tavırları, mülayim hareketleri ile siyaset basamaklarında farklı bir yapılanma oluşturacak izlenimini bırakmıştı aslında. Dinleyen, dinlerken de bakışlarıyla muhatabını izleyen ve belleğinde not alan bir özelliğinin olduğu dikkatlerden kaçmadığı gibi kısa bir zaman sonra karşınızdaki kişinin gerçekten “zor” birisi olduğunun da farkına varabiliyorsunuz.   

İl Yönetiminde çalışmalarına başladığı zaman çok kısa bir süre zarfında oluşturduğu en az kendisi kadar güzide ve idealist ekibi sayesinde ilimiz siyaset arenasına canlılık geldiğini inkâr etmek bence haksızlık olur. İlimiz siyasetinin son iki yılını mercek altına aldığımız zaman, bütün imkânsızlıklara rağmen oluşturulan birlik ve beraberlik çatısının altında toplananlara bakmanız yeterli olacaktır.

Evet; yıllardır bu şehirde hep birileri, birilerimiz ve hepimiz birden hiç durmadan farklı ağızlardan da olsa bir şeyleri hep konuştuk, yazdık, dile getirdik ve istedik. Ama hiç birimiz kalkıp ta bu şehir için “pozitif bir ayrımcılıktan” bahsetmedik ve istemedik. Ahmet Başkan ve ekibi, hepimizin bildiği bir şeyi, hepimizin ayrı ağızlardan ve farklı notalardan çaldığı bir besteyi birkaç rötuş ile tekrar menüye dâhil ederek siyaset masasına servis etti.

“Pozitif Ayrımcılık”

Ne dedi Ahmet Başkan; bu şehir, içerisine bulunduğu bu durumu hak etmiyor. Bu şehir, tarihten gelen zenginliğinin karşısında bu fakirliği hak etmiyor. Bu şehir, kültür yoğunluğunun içersinde bu yoksulluğu hak etmiyor. Tarihin vermiş olduğu “itibarı” biz bu şehire ve dolayısıyla da bu şehrin halkına layıkıyla veremedik, diyor.

Sonuç, ortada. Bu şehrin var olduklarını iddia ettiklerimizin hiçbirisinin kudreti, bir Doğu Ekspres Trenini bir geceliğine gara çekmeye yetmedi.

Şehrimizin futbol takımının göçebe hayatı yaşamasını engellemeye yetmedi. Tıpkı şehir stadının deprem masalını engellemeye yetmediği gibi, tıpkı “hayvancılığın başkenti” olma hikâyelerinin ve bu hikâyelerin devamı niteliğinde birçok serisinin dillerden düşürülmediği gibi. Tıpkı “lobi”cilik adı altında bir araya gelemeyip, aynı şarkıyı terennüm edecek bir koroyu oluşturmadığımız gibi.

Ayrı ve farklı ağızlardan, farklı ve kulağa hiç hoş gelmeyen melodilerle duyurmaya çalıştık sesimizi.

Sonuç; ortada. Bizi kimseler dinlemedi, dinleyenlerde öylesine “hı hı” deyip geçtiler.

Yanlışımız var ise birileri bizi uyarsın, geri adım atalım.

İşte bu aşamada görevi devralan Ahmet Eşref Yılmaz, kalkıp dedi ki; madem öyle, siz de bizim için, en azından Erzurum ilimizin ön planda tutulduğu ama Doğu Anadolu Bölgesini de kapsayan bir “pozitif ayrımcılık” uygulayın. Birkaç kalem hizmetten ve uygulamadan bizleri muaf tutun.

Haksız mı? Değil elbet, ancak bu çalışmayı yapacak ve bu çalışmayı takip edecek bir ekip oluşturması gerekmekteydi ve onu da yaptı. Kendisi gibi idealist, gözü pek ve sadece memleket menfaati gözeten bir ekiple yola çıktı ki, amaçları da belli.

Bu şehrin geleceği için “büyük bir, birlik oluşturmak”.

Amaç birlik ve beraberlik olunca; çatısının altında toplananların yürekleri de, büyük bir yürek olarak karşımıza çıkıyor. Menfaatsiz, âmâsız, lakinsiz ve fakatsız…  

Amaç bu şehir ve bu şehrin insanı olunca; bütün yokluklara ve imkânsızlıklara rağmen, “inadına memleket” diyen, “inadına halkım” diyen, “inadına büyük birlik” diyen idealist vekil adayları ve bir teşkilat meydana geliyor.

Amaç bu ülkenin bekası olunca; ortaya, sadece ve sadece ülkesinin ve halkının yarınları için göğsünü ve gövdesini siper eden Büyük Birlik çıkıyor.

Amaç bu ülkenin yarınları olunca; ortaya Ahmet Eşref Yılmaz, Şafak Ertan Çomaklıİbrahim KınıkErdem AlkuşPermin Şenol KaraYunus Buğra ErdoğanYakup Demir gibi Lokman Kayaoğlu gibi ve daha adını sayamadığımız yüzlerce isim “fedakârlık yapmaya değil, şehit başkan Muhsin Yazıcıoğlu’nun emrettiği gibi feda olmaya geliyorlar”, seçim tarihinde ilk kez baraj sıkıntısı olmadan, halkının sevgisini kucaklayabileceği her oya talip olmaya geliyorlar.

Erzurum için, yarınlar için “Büyük Birlik” olmaya geliyorlar…