Hakan DİKMEN


Biz Dadaşlar böyle değildik…

,


 

Biz Dadaşlar böyle değildik? Ne oldu bize bilemiyoruz. Her bir Dadaş, delikanlı, mert yardımseverdi, paylaşımcıydı.

Biz Dadaşlar böyle değildik…

Eşimizi, dostumuzu, akrabamızı, komşumuzu, arkadaşımızı kendimizden fazla sevmesek bile, en az kendimiz kadar düşünürdük. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in “Komşusu aç yatarken, tok yatan bizden değildir” mealindeki veciz ve anlamlı hadisi şerifini kendimize rehber edinmiştik.

Biz Dadaşlar böyle değildik…

Bayramlarda, seyranlarda pişirdiği yemeklerden mahallenin yoksul ailelerinden birine yeteri kadar göndermedikçe sofraya oturmazdık. Hatta bu durum zengin, fakir ayrımı gözetmeksizin bütün ailelerde geçerli bir durumdu.

Biz Dadaşlar böyle değildik…

Büyük kıtlıkların yaşandığı, insanların günlerce yarı-yarı tok yaşamak zorunda kaldığı birinci ve ikinci dünya savaşlarında bile, bir avuç buğdayı hatta arpayı bile akrabamızla, komşumuzla paylaşmaktan geri kalmazdık.

Biz Dadaşlar böyle değildik…

Bağımızdan, bahçemizden, hatta tarlamızdan getirmekte olduğumuz elma, armut ne varsa o an için, yol boyunca gördüklerimize ikram etmedikçe ve komşularımıza göndermedikçe yemezdik.

Biz Dadaşlar böyle değildik…

Evden dışarı adımımızı attığımız andan itibaren herkesle selamlaşır, hal hatır sorar, varsa sorunlarını çözmeye çalışır, iyi dilek temennilerimizi iletir ve yolumuza devam ederdik.

Biz Dadaşlar böyle değildik…

Biz Dadaşlar artık eskisi kadar yardımsever değiliz. Artık biz Dadaşlar aldığımız bir ürünü bırakın paylaşmayı, kimse görmesin diye saklar olduk.

Artık biz Dadaşlar, sokağa çıktığımız andan varacağımız yere kadar kimseyle selamlaşmaz olduk.

Ve biz Dadaşlar zam gelecek diye marketlerdeki yağlara hücum ederek stok yapar olduk.

Ve biz Dadaşların bir duruşu olurdu. Palandöken dağı gibi dik

Hakan Dikmen