VEDAT KAN


Belediye Olarak Palandöken; Dün ve Bugün…

.


Üniversite kavşağından başlayıp, Asri Mezarlığa kadar olan yolun, üst tarafı. Kimilerine göre Köşk ve civarı, kimilerine göre Deli Ömer tarlası ve civarı, kimilerine göre Tuğla Ocakları mevkii ve kimilerine göre de birçok mahalle ve sokakların bulunduğu, ilimizin gelir seviyesi o dönemlerde en düşük olan yerleşkelerinin yoğun olduğu ikamet edilen yerleri. 

Süt Evleri, Su Deposu, Yunus Emre, Abdurahman Gazi, Kazım Yurdalan ve saymaya vakit bulamayacağımız onlarca yerleşke ismi. Elbette ki zaman içerine bu isimlerin yanına yeni yerleşke isimleri de eklenerek muhit büyütüldü, alan genişletildi ve harita çizgilerine nihai renk katılarak yeni adlar dağıtıldı. Kayak Yolu, Osman Bektaş, Yıldız Kent, Yeni Şehir, Boğaz vs…

Daha çok değil; 30 yıl evvel bahse konu edilen Kars yolunun üst tarafında var olan birkaç gece kondu mahallesine resmiyet kazandırılarak yeni mahalle ve isimler eklenerek semt yapılması ve ilçe olarak imara açılmasının hikâyesi.  Köşk ve civarında oturanların, bazen kış aylarında akrabaları tarafından aranıp sorularak “kurda kuşa yem olup olmadıkları” latifesi eşliğinde haber alınması, her ne kadar güzel bir anı olarak hatıralarımızda kalsa da, şimdilerde oralarda oturanların dahi unuttuğu mesire eğlencelerinin varlığı acaba kimlerin belleğinde kalmıştır.

Şimdiki Polis Mektebinin karşı alanında yapılan ve o dönemlerde adı İmar İskân Lojmanları olarak hatıralarda yer alan ve Demirel’lerin yaptırdığı inşaat esnasında çalışanların dahi en büyük latifesi orada oturacak olanların yaban hayvanlarına yem olmalarından daha çok donarak hayatlarını kaybedecekleri kanısı idi. Hatta akrabalarından haber alamayan bazı kimselerin Jandarma eşliğinde buralara gelerek şakadan dahi olsa bu yerlerin ıssızlığını konu edecek senaryolara kalkışması dahi olmuştur.

Zaman içerisinde artan yapılaşma, yapılan yeni tesisler ve gelişen alt ve üst yapı hizmetleriyle birlikte Palandöken eteklerine doğru bir imar yoğunluğu yaşanmaya başlamıştı. Bu imarlaşma şimdilerde nerelere kadar devam eder bilmiyorum ama kimi zaman halkımız tarafından, kimi zaman da yerel yönetimler tarafından haddinden fazla suiistimal edildiği gerçeğini, kimseler hiçbir zaman unutturamaz. Bu büyük, güzel ve bir o kadar da şirin olan yeni yerleşim alanımızın adı, her ne kadar PALANDÖKEN olarak konulmuş olsa da, dağ ile orada yapılan yapılaşma ile ve hatta faaliyetler ile uzaktan yakından bir ilgili olmayan bir belediye olarak karşımıza çıkmaktadır.  Karar iradesi burada neyi amaçlamıştır ve bu amaçlarının ne kadarını gerçekleştirmiştir bilemeyiz ama hiçbir şeyin, isim olarak göründüğü gibi olmadığını çok iyi bilmekteyiz. 

Şehrimizin yapılaşması esasını ele aldığımız zaman, imar durumu ve mevcut yerleşke durumu dağılımında ekonomisi en zayıf halka olarak ta karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki diğer ilçe belediyelerinin bünyelerinde her türlü ticarethane, üretim alanları, küçük büyük sanayi bölgeleri mevcut iken, gelir seviyelerini bu var olan tesislere göre ayarlayabilecek durumları olmasına rağmen; Palandöken Belediyemizin tamamına yakını tüketici konumunda ve hizmet bekleyen yerlerden oluşmaktadır. Kaldı ki bu hizmet mantığının tamamına yakınını da belediyenin kıt imkânlarıyla, ellerinden geldiğince yapmaktadırlar. Elbette ki Büyük Şehir Belediyesinin yardım ve katkıları inkâr edilemez ama vatandaş hizmet noktasında yaşanan eksiklikleri dahi Palandöken Belediyesine mal etmekte, hizmeti ondan beklemektedir. 

Günümüz şartlarına gelene kadar birçok defa el değiştirmiş olmasına rağmen, her belediye başkanının kendi çabaları sonucunda yaptırılmış her hizmet, aksatılmadan devam ettirilmiş olsa da, yapılan her yenilik veya değişiklik mevcutta olan yönetimle adlandırılmış, hizmetin devamı noktasında eksiklikleri ve başarıları da yine aynı biçimde yönetimlere isimlendirilmiştir. Ve ne yazıktır ki; Palandöken Belediyesi bu isimlendirmelerde haksız olarak en çok eleştiri alan belediyelerden birisidir. 

İlçe sınırlarına bakıldığı zaman diğer ilçeler ile aynı şartları taşımadığı, aynı imkânları taşımadığı, aynı gelir seviyesine sahip olmadığı gibi en çok kamu kurumu ile vatandaş ikamet edilen yerleşke olması açısından da hizmetleri de farklı olarak yoğunlaşmaktadır. Her saat hizmet başında olması gereken belediye elemanlarının gayret ve çalışmaları da tabii ki unutulmamalıdır. Sınırlı sayıda olan eleman ve donanım ile sınırsız hizmet anlayışını hâkim kılmak elbette ki mümkün değildir ancak gelinen noktada var olan hizmet kalitesini de takdir etmemek elbette ki olmaz.

Bilhassa son yıllarda yaşanan belediyecilik hizmetlerindeki farklılaşmalar, halkımızın da bazı hususlarda seçici ve bilhassa daha dikkat edici olmasına sebebiyet vermiştir. Halkımız verilen hizmet esnasında oluşabilecek her türlü olumsuzluğun giderilmesi hususunda idareye, olumlu yaklaşımlar hususunda da takdiri anında yetkilisine iletmesini hep bilmiştir. Tabii ki içimizde art niyetli olanlarımız olduğundan dolayıdır ki, aksayan hizmetlerin olması kaçınılmazdır ama iyi niyetli yaklaşımlarda bu durum da anında ortadan kaldırabilecek hizmet anlayışın mevcut olduğu gözlerden kaçmamıştır.

Palandöken Belediyesinin yapmış olduğu çalışmaların ana temasını oluşturan “halka hizmet, hakka hizmettir” parolasından yola çıktığımızda, son yıllarda yollara serilen ve insanlarımıza çamuru unutturan asfaltın varlığını inkâr etmek, insanlık ile elbette ki bağdaşlaştırılamaz. Park ve Bahçelerde sağlıklı ve huzurlu bir şekilde eğlenen ve oyun oynayan çocuklarımızın yüzlerinden okunan mutluluğu, teşekkür minnettarlığı yerine geçer mi bilmem ama hizmet aşamasında yerini bulduğu apaçık bir şekilde görünmektedir. Hayatımızın bir parçası olan özel günlerimizin en vaz geçilmezi ve başımıza geldiğinde en çok sıkıntısını çektiğimiz taziye evlerinin, halk evlerinin, okuma salonlarının, bilgi evlerinin bizim için yapıldığı ve bizim hizmetimize sunulduğu da kesinlikle kimse tarafından unutulmamıştır. 

Birileri farkına varmamıştır belki ama daha birkaç gün öncesinde eleştirip, kinaye yollu olarak değindiğimiz bir hizmet harikası vardı ki, dikkatleri de başka türlü üzerine çekemezdik aslında. Önceki halini bilenler, şimdi o amaçla orayı kullanamayacakları için belki üzülmüşlerdir ama şimdiki halini görenler “göğüslerini gererek” ve bilhassa yanlarında da misafirleri varken gelmeleri durumunda ise yöremiz tabiriyle “şişerek” gururlanmaları için haklı birçok sebepleri bulunmaktadır. Önceki halinin hatıralarda kalan kötü örneklerinin en başında dünyaya mal edilmiş kayak tesislerinin hemen yanı başında seyyar alkol alımının yapıldığı, girip çıkanların hiçbir şekilde kontrol edilemediği ve bilhassa nahoş olayların yaşandığı, yaz aylarında çöp ve inşaat artıklarının aleni olarak döküldüğü ve hiçbir yetkilinin cesaret edip giremediği bir alana, Palandöken Belediyesinin girerek olmaz denileni olur hale getirdiğini hepimiz şahit olduk. Birileri kıskançlık derecesinde dudak bükse dahi inkârı mümkün olmayacak derecede şahit olduk.

Palandöken Dağımızın gerdanına konulan bu mücevherin bilhassa 5 yıldızlı oteller ile eşleşmesinde varın bu şehrin reklamını siz düşünün. İşte Palandöken Belediyesi; Palandöken’e yakışır bir görüntü bıraktı o vadiye. Erzurum’a yakışır bir görüntü, Dadaşlara yakışır bir görüntü. Bize göre sadece bu vadinin orada tasarlanması dahi bugünümüze yetecek derecede hizmet içermektedir. Ama bunun yarınlarını varın siz düşünün. Çünkü bir defa Palandöken Belediye Başkanımız Sayın Muhammet SUNAR ve ekibinden yükseltilmiş olunan bu çıta seviyesinin yükseklere çıkarılması doğrultusunda halkımızın beklentisi yoğunluktadır. Palandöken Belediyemiz ve ter dökenleri, el atmış oldukları her işin üstesinden gelirken “Vadi” yi örnek alıp, vadinin kalitesinde çalışmaları devam ettirmeleri gerekmektedirler. Çünkü bu tür hizmetler ile vatandaşına gönül veren bir belediyecilik anlayışı bunu gerektirmektedir.

Belki birilerinin aklına  “sadece bir park, hizmet amacı olarak kullanılabilir mi?” sorusu düşebilir. Belki inanılmayacak bir seviye tespitidir ama maalesef bir şehrin gelişmişlik ve kültür seviyesinin ve konfor yaşam alanlarının ölçümlerinde parklar ilk sıralarda yer almaktadır.  Merak edenler birazcık batıya yol düşürsünler görürler.

Benim halkım her şeyin en iyisine layıktır mantığı bile, bu vadinin yapımı aşamasında geç kalındığının en bariz resmidir. Palandöken’in en can alıcı noktasında bir yakut gerdanlık misali döşenmesi ise bir tasarım harikası olarak kayıtlara geçecektir. 

Bu arada küçük bir not olarak belirtmeden geçmeyelim o vadiye hayat verip güzellik katan su, içerisinde bulaşık yıkamak için değildir.