Mustafa Özdemir


24. HAFTA İTİBARİ İLE…

.


Lider Trabzonspor. 54 puanla. Kaliteli futbol oynuyor. Öne geçtiği maçlarda skoru hemen hemen koruyabiliyor. Onlar için daha da güzeli, geriye düşülen maçlarda da oyunu dengeleyebiliyor, puan veya puanları almayı biliyor. Bu sezon geriye düştüğü maçlarda tam 17 puan topladı fırtına. Kötü başladığı maçlarda bitirici futbolcuları ve Abdullah Avcı’nın kullanabileceği güzel dizilimler ve taktik bilgisi ile şu an en yakın rakibi ikinci Konyaspor’un 9 puan önünde.

 

Bir takım Bursaspor’dan 3 tane yetenekli genci, hem de yabancı sınırı geleceği bir dönemde yaklaşık 2 milyon euro gibi bir rakama halledebiliyorsa o takım başarılıdır. Bunlar Kerem Şen, Batuhan Kör ve Taha Altıkardeş. Bir ara Bursaspor gençleri ile ilgili olarak Fenerbahçe’nin de ismi geçmişti, taraftar ümitlenmişti bir değişim olabileceği arzusu ile, demek ki yine 28 yaş üstü oyuncularla oynayacak Fenerbahçe seneye de. Fenerbahçe 2003-2004 döneminde yeniden doğuşunu ümit milli oyuncuları toplamak ile başlatmıştı, o dönemde Volkan Demirel, Kemal Aslan, Selçuk Şahin, Servet Çetin, Tuncay Şanlı gibi birçok oyuncu transfer edilmişti ki bu oyuncular sonraki senelerde baya faydalı olmuştu. Trabzonspor da hem bu sene başarılı dönemini yaşıyor hem de geleceğe ucuz bir şekilde yatırım yapıyor.

 

GALATASARAY

 

Galatasaray. 27 puanla 15. sırada. Şu haftaya kadar Avrupa hariç istenilen hiç bir hedefe ulaşılamadı. Türkiye Kupasında Denizlispor’a elenildi, önemli derbiler kaybedildi. Derbilere değiniyorum çünkü bir takım ne kadar kötü olursa olsun, derbileri kaybetmemeli en azından bir puan almalı çünkü büyük takım olduğunuzu göstermenin en güzel yolu derbileri kazanamasanız bile en azından bir puan çıkarmanızdır. Ayrıca derbilerde hep öne geçilip kaybedildi. Bunun dışında ligde ilk hafta Giresun ve ikinci hafta Hatay maçları kazanılmıştı. Ama çok aman aman bir futbol oynanmamıştı. Türkiye’de bu mantık var maalesef. Bir iki maç alıyorsunuz. Aslında iyi oynamadığınızın farkındasınız. Ama bir şekilde sonunu getiririz diyorsunuz. Galatasaray bunu çok yaptı. Muslera ve Marcao tandemine güvenerek bunu yaptı. Ama bu bir iki maç kendini gösterdi onun dışında koca bir hiç vardı ortada. Duran toplara çözüm bulunamıyor, atağa çıkarken kaptırılan toplar gol olarak geri dönüyor, takımın Torrent ile bile hala bir taktik bilgisi yok. Fatih Terim dönemine kıyasla şu Torrent’in üçüncü maçında çok bir şey değişmediğini görüyoruz. Ama bekleyeceğiz, hatırlayın Wenger ve Klopp muhabbetini. Başka bir nokta Muslera’nın sakatlığı ve tecrübesiz artı reflekssiz İsmail Çipe’nin kaledeki eksikliği bu tabloda etkili.

 

İyi bir forvet aranıyordu, bu kapsamda eski oyuncusu Bafetimbi Gomis ile görüşüyorlar. Bafetimbi Gomis'in Al Hilal'den ayrılarak boşa çıkması, gündemi tamamen Fransız oyuncuya kaydırdı. Bonservisi elinde olan ve sarı kırmızılı formayı giydiği tek sezonda 29 gol atarak şampiyonluk getiren ve gol kralı olan yıldız futbolcunun tekrar Galatasaray’a döndürülmesi isteniyor. 36 yaşındaki santrforu 1.5 yıllığına Galatasaray'a getirmek isteyen yönetimin, toplamda maksimum 1 milyon Euro civarında bir bütçe ayırdığı öğrenildi. Tecrübeli futbolcunun menajeri Mendy ile pazarlıklar da resmen başladı. Ancak Gomis cephesinin beklentisinin, Galatasaray'ın önerdiği rakama göre daha yüksek olduğu belirtiliyor. Zaten bizim ülkemizde adam harcamak basit. Gol kralı olduğu sezonda maaşına zam istemiş ve bu yapılmayınca ayrılmıştı. Hak etmeyen bir sürü boş futbolcu varken hak edene vermiyorsun. Al kardeşim Gomisi, kaybedecek neyin var? Bu yaşında iş yapar bu ligde. En azından üst sıralarda bitirirsin ligi. Çok uzaklarda aramanıza gerek yok. Forvet eksikliğini neredeyse her maç yaşıyor Galatasaray.

 

FENERBAHÇE

 

Fenerbahçe. 37 puanla beşinci sırada. Onlarda istediği başlangıcı ilk iki hafta yaptı. Ama devamı gelmedi. Yine büyük ümitlerle başlandığı sezonda takım istenilen yerde değil. Sorunun nerede olduğu ile ilgili her kafadan sesler geliyor. Başkan, yönetim, futbolcular bu böyle gidiyor. Ama uzun zamandır şampiyonluğa hasret kalınması bu durumu ateşledi. Bazı maçlarda iyi oynayan oyuncuların bazı maçlarda da onlardan beklenilmeyecek hatalar yapması takımı kötü etkiledi. Altay’ın sakatlığından sonra kaleyi devralan Berke Özer’in kendinden beklenmeyecek şekilde çok uzaklardan yediği goller var. Geçen sezonun kilit adamlarından Gustavo’nun batırdığı maçlar var. Ama bilinen tek bir gerçek var, o da taraftarın sabrı kalmamış durumda. Doğal olarak kimsenin kredisi kalmamış durumda. Ayrıca kötü olan bir başka durum da şu. Şimdi bir Fenerbahçe taraftarı kafasından düşünelim. Bu takıma bu sene de, geçmiş senelerde de çok kaliteli futbolcular geldi. Ama elde tutulur bir başarı yok. Bu takım finallerde hep kötüydü. Belli bir yere kadar gidiyordu ama sonunu getiremiyordu. Takımlarında yıldız görmeye çok alışkın bir takım. Ama başarısızlığı da görmeye çok alışkın bir takım. Hal böyle olunca ismi çok duyulmamış bir topçu alındığı zaman takıma hemen ön yargılar geliyor. Bu boş topçu, elimizde patlar, beş para etmez gibisinden. Bir kaç maç da kötü oynadı mı, bak sen curcunaya o zaman. Adamlar ah yine mi keder ama artık yeter diye başarısızlıkta şarkı yazıyor tribünde. Daha önce dediğim gibi, ülkemizde tek maçla kral da olursunuz, tek maçla yerin dibine de sokulursunuz. Fenerin taktiksel olarak iyi bir defansif orta sahaya ihtiyacı var. İsmail Kartal artık gibi bulur, altyapıdan genç mi çıkartır göreceğiz.

 

 

BEŞİKTAŞ

 

 

Beşiktaş 36 puanla altıncı sırada. Beşiktaş da bu haftaya kadar içerideki Trabzonspor maçı hariç kötü bir derbi performansı göstermedi. Bir var bir yok bir top oynadı. Evet eriyen bir takım oldu. Çünkü geçen senenin 84 puanla şampiyonuydu. Şampiyonlar Ligi’nde büyük bir hezimetle elenildi. Çok kötü futbol ve fark yenilen grup maçları vardı. Sergen Yalçın’ın gidişi sonrası Önder Karaveli ile birlikte biraz çıkışa geçti takım ve Süper Kupanın kazanılması tuz biber oldu. En çok tartışılan konu Ghezzal’ın geçen sezonki performansının çok altında olması, büyük umutlarla kiralanan Batshuayi’nin tam bir forvet olmamasıydı. Kaçırdığı pozisyonlar kendisini taraftarın gözünde bitirdi. Hepsinin olmasa da bir çoğunun gözünde. Cyle Larin’in bir var bir yok futbolu bu durumun sebeplerinden birisi. Bir yerden sonra tabi ki yalnız derbiler ile olmuyor. İstikrar yoktu takımda. Pjanic nereye kadar bir şeyler yapabilir? Her şeyi tek bir yıldız futbolcudan beklemekte yanlış. Birbirlerini iyi besleyebilecek adamlar gerekli. Ama şu ana kadar en iyi detaylardan birisi Atiba Hutchinson. 38 yaşında yıllardır Beşiktaş’ta. Bu sezon şu ana kadar üstüne düşeni fazlasıyla yapmaya devam ediyor. Dışarıdan baktığımızda çok mu yetenekli? Hayır. Ama tam bir profesyonel kaptan. Bundan sonra ki süreçlerde üstüne düşeni yapmaya devam edecektir. Ayrıca Josef de Souza da bu haftaya kadar canını dişine takan oyunculardan birisi oldu. Onu da es geçmemek lazım. Çok istekli ve hırslı oynuyor. Şu an önümüzde oynanacak daha 15 hafta var. Uzun bir süreç. Tüm takımlarda her an her şey olabilir bekleyip göreceğiz.