Nurettin ŞENEMRE


SİYASET ELİNE, BELİNE VE DİLİNE HAKİM OLMALI


Kişilik olarak kavgayı hiç sevmem. Siyaset aslında kavgaların son bulması gerektiği noktadır. Mücadeleyi severim, geçmişim bunların örnekleriyle bir ansiklopedi olacak kadar da doludur. Kavga insanları ürküten çocukları masanın altına kaçıran kötü bir hadisedir. Seçimlerde mücadele elbette olacak, lakin kavgasız, küfürsüz ve aşırı gürültüsüz. İnsanoğluna eline, beline ve diline sahip ol derler. İşte öfke baldan tatlıdır misali hiddete yenik olmayalım. Kararı verecek olan halk olduğuna göre halka nasıl dokunacağımızın formüllerini arayıp bulalım. Küfrü bırakın hakareti bırakın, laflar öyle yerlere gidiyor ki, kimi zaman insanlığın hak ile yeksan olduğunu görüyoruz. Peki o halde ne yapalım. Herkes projelerini hazırlar, halka bunun nasıl anlatılacağının yollarını arar. Birbirlerine başarılar dilerler. Sonuçta bu futbol maçı değil. Yani berabere kalanı olmayacak. Bu ligden bir kişi şampiyon olarak çıkacak ve belediyeyi beş yıllığına yönetecek. Yağmur gökten aşağıya yağar, kar da öyle. Güneş gökyüzünden ısıtır insanları. Ay ve yıldızlar da aynen öyle. Parıl parıl parlarlar. O halde iki de bir şimşek çaktırarak dünyamızı karanlıklar ülkesi haline getirmeyelim. İnsanlara güvenelim. Onları sevelim, köy köy, mahalle mahalle gezelim. Çalmadık kapı bırakmayalım. Kendimizi anlatalım. O zaman kim kazanırsa kazansın, Türkiye kazanır. Yok eğer ağır ithamlar, hakaretler, ağıza alınmayacak sözlerle birbirimizi yıpratmaya çalışırsak biliyoruz ki bundan da ülke kaybedecek. Telafisi olmayan yaralar açıldığında suratın her yerine tükürüldüğünde, birbirinin yüzüne bakamaz hale getirildiğimizde biz ne yapacağız? Lafa gelince hepimiz kardeşiz, hepimiz aynı gemideyiz, o halde bu kin bu öfke bu şiddet niye? O belediye benim olsun, bu belediye benim olsun kavgaları sonuçta kimseye faydası olmayan beyhude çabaların ötesine geçmez. Zaman yaraları sarma, pansumanı birlikte yapma, aynı tasın içinden birlikte çorba içme zamanıdır. Bunların telafisi yok.