Dünya tarihi böyle bir yıkım görmedi, denildi…
9 Saat arayla ve birbirinden şiddetli iki deprem ve on binleri bulan can kaybı, yüz binler ile ifade edilen yaralı ve milyarlarca lirayı bulan maddi kayıp, denildi…
Gözü kör olanların arasından, dili çatallı olanlardan birileri, oturduğu sırça köşklerden, saklandığı kafelerden ve her hangi bir fare deliğinden başını uzatarak devleti sordu, “devlet nerede?” denildi…
Asker nerede diye soranlara; asker burada denilince askere dahi “asker elbisesi giydirilmiş sivil” denildi…
Ve hemen herkes çok iyi biliyordu ki; bu yıkım dünyada “Türkiye Cumhuriyeti Devleti” dışında hiçbir devletin altından kalkamayacağı bir yıkımdı. Dünya tarihinde hiçbir milletin, hiçbir vatandaşın altından kalkamayacağı bir yıkımdı…
Haber; Ajansturk Haber Merkezi
O zaman neydi bizi bu şekilde söylemlere iten sebep. Neydi bu şekilde göğsümüzü gere gere, gözümüz arkada kalmadan burukta olsa rahatlatan.
Yaşanılan şeylerin tarifinin olmadığını biliyoruz. Yaşayanların anlatmadıkları şeylerin zaten izahının olmadığını da. Ancak çok iyi bildiğimiz bir şey var ki; o da “birlik ve beraberliğimizin kimselerin yıkmayacağı kadar sağlam olduğudur”.
Yıkımın henüz ilk saatlerinde yola çıkan onlarca kafileden birisiydi “Yakutiye”, korku dolu yüreklerin, ağızlara suskunluk vermiş acizliğinin biçareliği içerisinde koşarak gelen ilk kafilelerden birisi.
Kurtarma çalışmalarına katılan, erzak dağıtımına katılan, yardım ulaştırma hususunda bağışçı dostlara ön ayak olan ve onlarında bu aşamada gayretlerine ciddiyetle değer verip vesile olan; personeliyle, makine parkıyla, araç-gereç-edevatıyla, maddi ve manevi bütün hazırlığıyla ve hatta başkanıyla. Sanki de Yakutiye o bölgenin bir belediyesi, bir beldesi ve Başkan Uçar ve ekibi de o bölgenin insanıydı.
Kimi zaman bu yıkımın altından bir ele uzanırken göründü elleri, kimi zaman kendilerine uzatılan ele bir şeyler bırakırken.
Kimi zaman enkazdan çıkarılan kaybettiğimiz canın kendi canımız olduğu hüznü ile ağlarken, kimi zaman ise canlı çıkarılan kişinin kendi canı olduğu sevinciyle buruk gözyaşı döken. Her ne kadar iki durum esnasında da gözyaşlarımızın rengi aynı olsa da, kaybettiklerimizin ardından dökülenlere “kan” bulaşmıştı bir kere.
Kimi yerde iş makinelerinin sırtında temizlik yapan zihniyet, kimi yerde sahra mutfağı içerisinde elinde kepçe, kazan başında tanımadığı ama canı gönülden bir bağ olduğuna inandığı kendi insanına sıcak yemek bırakıyordu.
Umut bırakıyordu…
Evet; yıkım başladığı ilk anlardan itibaren Devlet oradaydı. Kızılay oradaydı. AFAD oradaydı. Türkiye oradaydı ve aralarında kendi imkânları doğrultusunda Yakutiye’de oradaydı.
Ellerinden geldiğince; kendi öz kaynaklarıyla bugüne kadar gıda, un, su, temizlik malzemesi, bebek bezi, giysi, battaniye, elektrikli ısıtıcı, soba ve yakacak odun kömürden oluşan insani yardım tırları, akaryakıt desteği ve iş makineleri ile destek hizmetleri, acil yardım ekibi, teknik ekip, şoför ve operatörü kapsayan 150 kişinin üzerinde Belediye personeliyle depremzedelere hizmet ettiklerini vurgulayan Başkan Uçar; bizim bakış açımıza göre, bu işin nasıl yapıldığının birebir örneklerinden sadece bir tanesiydi.
Kardeşlerimizin bu geçiş sürecini en azından sıcak bir yuva ortamında atlatalım;
Başkanlık görevi esnasından bildiğimiz ve sahada çalışmayı makamda oturmaya deprem alanında da tercih eden, Yakutiye Belediye Başkanımız Dr. Mahmut Uçar; Belediye olarak deprem sonrası depremzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla, konteynır ve sosyal alanlardan oluşan bir “Yakutiye Mahallesi” kurulumuna başladıklarını açıkladı.
Başkan Uçar; bu doğrultuda kendilerine tahsis edilen alan üzerinde gereken şantiye ve müştemilatını kurup; arsanın dolgu, tefsiye, kanalizasyon, temiz su ve elektrik şebekesinin de içerisinde yer aldığı alt yapı çalışmalarını kendi belediyelerine ait iş makineleri ve personelleriyle birlikte tamamladıklarını, depremzede kardeşlerimizin bu geçiş sürecini en azından sıcak bir ortam içerisinde atlatmaları hususunda çaba sarf ettiklerini bildirdi.
Başkan Uçar; “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı gibi kısa sürede tüm yaraların sarılacağını ve kalıcı konutların teslim edileceğini biliyoruz. Hatay'ın merkez ilçesi Antakya’da konuşlandırdığımız ve “Hep Birlikte Türkiye” diyerek depremzede kardeşlerimize sıcak bir yuva imkânı sağlamak için içerisinde şofben, banyo, wc, ev mobilyaları, ranza ve yatak seti, mutfak tezgahı ve dolabı olan, tam teşekküllü konteynır mahalle kurulumuna hızla devam ediyoruz.
Başkan Uçar; her ne kadar bu hususta konuşmak istemese de, amaçlarının burada bulunan kardeşlerinin yanında olarak onların yalnız olmadıklarını, bu günleri birlikte ve en azından yan yana atlatabileceklerini, bu aşamada maddi ve manevi olarak yapılması gereken ne var ise başta kadim devletimiz olmak üzere bizler de üzerimize düşen görevi bütün samimiyetimiz ve kardeşlik duygularımız içerisinde başarabileceğimizi göstermek istedik.
Ve “son” - “yeter artık tamam” denilinceye kadar da yapmaya devam edecekleri ifadesini kullanan Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar; yapılan bu çalışmalar esnasında kendilerine örnek olup çabalama gayreti aşılayan başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Hatay’ın koordinatör Valisi olarak bölgede görev yapan Erzurum ilimiz Valisi Sayın Okay Memiş beye ilgilerinden dolayı ve her türlü çalışma esnasında yardım ve desteklerini esirgemeyen ilimiz Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Sekmen’e ve nezdinde ESKİ Genel Müdürlüğümüze ve bu çalışmaların görünmez ve bilinmez kahramanları olan bütün personellerine saygı ve sevgilerini de beyan etti.