Ömer İşini “Düzgün” Yapıyor ve Bu Şehir Ancak Bu Şekilde Kalkınır

Her zaman demişimdir. Müteşebbis ruhuna sahip olmak, yatırımcı olmak, iş insanı olmak deliliktir diye. Çalıştırdığın veya çalıştıracağın elemanın sıkıntıları, sigortası, vergisi, stopajı, damgası ve pulu derken bu sıralar ekstradan başka şeylerde çıkarılmış farkında değiliz. Maaşı, yediği ve içtiği, çalıştığı veya çalışmadığı, mesaisi, hastalığı derken bu saydıklarımız sadece buz dağının görünen kısmı.

Tuğçe MENİYE(AJANSTÜRK HABER)

Kaç kalem ürün var rafa koyulacak, acaba merak eden oldu mu? Öyle bir ekmek, bir sakız almaya benzemez bu iş. Bakkal dükkanı gibi canım ister ise açarım, istemez ise kapatırım da diyemiyorsunuz. Çünkü halka hizmet aşamasında bu işe adım attığınız andan itibaren kurumsallaşmaya başlarsınız ve tasarrufu size ait olsa da yaptığınız iş kamuya ait olur. Ve artık ger dönüşünüz olmaz sizin.

Hep birileri bir şeyler bekler sizden. İşsizi iş, yardıma muhtacı yardım, aşı olmayan ise aş ister. Ve işin garibi de o kadar verilmesine rağmen yine artar eksilmez. Ancak onun da şartı vardır. Verirken elin titremeyecek, verdiğinin ardından da bakmayacaksın. 

İşte bu yüzden Ömer’ler hep sevildi bu toplumda.

İşte bu yüzden Ömer’lerin hayatı hep farklı oldu. Zor ama farkındalık meydana getiren bir hayatları oldu Ömer’lerin.  Düzgün’ün Ömer’i de işte bu aşamada adı gibi görüldü toplumda. Hep sevecen, hep iyi niyetli ve hep bir şeyler ortaya koyan. Müteşebbis ruhuyla bu şehrin dinamiklerinden olan. Ekonomik kalkınma aşamasında elini taşın altına rahatlıkla koyabilen ve memleket meselelerine “bu benim meselem” diyebilen. Kültürde adı olan, sanatta adı olan, sporda adı olan, yardımlarda adı olan ve sayamadığımız nice yolda karşımıza çıkan bir isim. İşte bu memleket bir gün ekonomik kalkınma aşamasında çağ atlayacak seviyeye gelir ise başta Ömer Düzgün ve bu zihniyette adım atanlarımız sayesinde olacaktır bu iş.

Oysa ki kazancıyla suya sabuna dokunmadan rahat bir şekilde yaşamak var iken, birileri gibi birçok şeyi görmeden yaşayabilecekken, rahat durmadan elini, kolunu ve hatta bedenini ve hatta hatta ruhunu taşın altına koyarak “önce Erzurum” diye nefes alıyor, bu Düzgün Ömer. Gerisi zaten bu şehirde hemen herkes tarafından biliniyor.

Küçücük bir odada başlamıştı; bakkal bile değilken, sonrasında 1. Şube dedi ve şimdi 23 ncü Şubesi açılıyor Düzgün Marketlerin. Dile kolay tam 23 şube. Maşallah demek farzdır inanın. Ve görünen odur ki; Ömer işini gerçekten Düzgün yapıyor. Ve bu şehirde böylesine deli olanlar sayesinde kalkınacaktır, kazanacaktır.

Atalarımız boşuna dememişler; atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli diye… 

Yeni bir market ve yeni bir istihdam kapısı daha. Kadir gecesine denk gelir inşallah, her kim memleketime bir çivi çakıp ta bir insanıma ekmek vesilesi olur ise derim ki; Rabbim sizden razı olsun.