Abluka altındaki Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Mavi Marmara Gemisi'ne 31 Mayıs 2010'da uluslararası sularda siyonist rejimin çeteleri tarafından saldırı düzenlendi, saldırıda 10 Müslüman şehit olurken onlarca Müslüman da yaralandı
Mavi Marmara yolcu gemisi, 2010 yılında İnsani Yardım Vakfı tarafında yoksul, ezilen ve sömürülen insanlara yardım amacıyla satın alındı. Umutlarla satın alınan gemisi, Türkiye’nin diğer ülkelere yardım ellerini götürmek istiyordu. Bu amaçla Mavi Marmara, İnsani Yardım Vakfı (İHH)’nın organizasyonu ile İsrail ablukasındaki Gazze’ye yardım malzemeleri götürmek üzere 630 yardımsever kişiyle yola çıkıldı. 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze yakınlarına ulaşan yardım gemisi, uluslararası sularda İsrail Ordusunun gemiye asker çıkartması sebebiyle yardım organizasyonu amacına ulaşamadı. Sabah namazı vaktinde yapılan saldırıda 9’ü Türk 10 kişi şehit edildi, 23 ağır 54 kişi de yaralandı. Yaralananlar arasında Erzurumlu inşaat işçisi Cavit Tunç da yer alıyordu.
İlkokuldan beri sürekli kitap okuduğunu, emekli olduktan sonra da kendini tamamen kitap okumaya adadığını ifaden eden Tunç; “Köye gelen öğretmenlerden sürekli kitap alarak okuyordum. Okuduğum kitaplar genelde öğretmenlerin görüşüne göre değişiklik gösteriyordu. Okuma sevdasına düştüm bir daha da bırakmadım. okudukça dünyadaki sıkıntılar beni rahatsız etmeye başladı. Toplumun sıkıntılarına çare olmak istedim ve bunun için faaliyetlerde bulundum” dedi.
‘CİHAT HAYATLARI’ BENİ GAZZE İÇİN YOLA ÇIKARTTI
Bosna ve Çeçenistan savaşlarında maddi yardımlarda bulunduğunu söyleyen Tunç; “2010 yılında okuduğum Muhammet Ebu Zehra’nın Cihat Hayatları adlı kitabından sonra benim de artık bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. Bana bu uğurda cihat etmeyi nasip etmesi için Allah’a çok dua ettim. Rabbim bu duamı kabul etti ve 2010 yılında İHH‘nın başlattığı ‘Gazze için yola çık’ çağrısını gördüm ve gitmek istedim. Bunun öncesin de herhangi bir dernek veya vakıfla bir ilgim olmadı. Gazze’ye gitmek için İHH’ya kayıt yaptırdım.”
‘GELİRSENİZ VURURUZ’
Antalya’dan Mavi Marmara gemisiyle yola çıktıklarını, 36 ülkeden insanların olduğunu söyledi. Bunların arasında Hristiyan, Budist, akademisyen, yazar, hatta İsrail’den gelen bir milletvekillinin de olduğunu belirten Tunç, gönüllü olarak temizlik yapmak için gemideki yerini altığını ifade etti.
İsrail’in ‘gelirseniz vururuz’ çağrısını dinlemediklerini ve yola aynı hızla devam ettiklerini vurgulayan Tunç; “Bizim amacımız oradaki insanlara ilaç, gıda ve diğer ihtiyaçlarını karşılamaları için malzeme götürmekti. Kesinlikle savaşmak için gitmedik, zaten bunu için hiçbir donanmamız da yoktu. İsrail kara sularına girmeden gece Akdeniz de çevremiz hilal şeklinde sarıldı ve kaptanımız sürekli uyarılıyordu. Buna karşı 11 er kişiyle 5 tane tim oluşturduk. Bu tim de sadece Türkler vardı diğerlerini hiçbir şekilde savunmaya almadık, çünkü onları biz misafir olarak kabul etmiştik. Bu tim geminin sağ, sol, arka, ön ve kaptan köşkünü koruyacaktı. Benim savunma alanım ise kaptan köşkünün önüydü. Sabah namazı vaktinde İsrail helikopterleri indirme yaptı. O sırada tüm cemaat namazdaydı 10 tane şehit verdik ve 54 tane de yaralımız vardı. Bende ağır yaralılar arasındaydım, sol tarafımdan vuruldum.”
10 DAKİKA DA ALACAKLARI GEMİYİ 3 SAATTE ALDILAR
Normal de 10 dakikada gemiyi ele geçireceklerini düşünürken 3 saat boyunca direndiklerini vurgulayarak, amaçlarının öldürmek olmadığını, eğer öyle olsaydı 3 şehitten sonra silahlarını çok rahat bir şekilde ele geçirip, İsrail askerlerini öldüreceklerini söyledi.
Tunç ’Yabancıların savunmaya katılmalarına izin vermediğimiz için 3 saat sonra teslim olmak zorunda kaldık. Teslim olmamıza rağmen hala ahlak dışı davranarak ateş ediyorlardı. Gemi mürettebatını bilmediğimiz bir yere götürdüler. Yaralıları ise Tel Aviv’e hastaneye götürdüler. Çok ahlaksızca davranıyorlardı, ağır yaralı olduğumuz halde iplerle bağlandık ve elbiselerimiz çıkartıldı. Yaralıları helikopterle yukarı çekerken, olmadı diyerek o soğukta indirip tekrar yukarı doğru çekiyorlardı.” Dedi.
ZORLA EVRAK İMZALATMAYA ÇALIŞTILAR
Tunç, Hastanende iyi davranıldığını ancak İsrail gizli servisi (MOSSAD) ajanlarının zorla evrak imzalatmaya çalıştıklarını, o evrakları imzalamamak için çok direndiklerini belirterek, İsrail’in kendilerine 1 milyon dolar para teklifinde bulunduğunu da açıkladı.
Diplomat Feridun Sinirlioğlu’nun yaralıları ve şehit ailelerini temsil etmesi amacıyla İsrail’e gönderildiğini ifade eden Tunç; “Basit bir antlaşma ile sadece 10 tane şehit ailesine 20 milyon dolar tazminat verildi. Yaralılardan ise tazminat talep eden olursa Türkiye maliyesi tarafından ödenecekti. Ben o tazminatı aklımdan bile geçirmedim, o gemiye para olmak için değil, insani yardımda bulunmak için gittim. Mavi Marmara bir milattır. Çünkü dünyadaki hareketlerin başlangıcı ve Türkiye’deki MOSSAD ajanlarının sonu olmuştur” şeklinde konuştu.
