Maltepe Üniversitesi’nde yeni bir UNESCO Kürsüsü daha açılıyor

Dünya çapında üniversiteler arasındaki en etkin bilimsel işbirliği ağı olan “UNESCO Kürsüleri Programı”na Türkiye’den bir kürsü daha eklendi.


EĞİTİM 24.10.2019 11:16:00 0
Maltepe Üniversitesi’nde yeni bir UNESCO Kürsüsü daha açılıyor

Maltepe Üniversitesinde kurulan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kültür Kürsüsü”, toplumsal cinsiyet sorunlarını tespit etmek ve çözüm üretmek üzere 25 Ekim’de açılıyor.

 

Maltepe’nin ikinci, Türkiye’nin on üçüncü UNESCO Kürsüsü olma özelliğini taşıyan kürsüde kadına yönelik şiddet, kız çocuklarının eğitimi, mülteci kadınlarla ilgili çalışmalara öncelik verilecek.

 

2009 yılında kurulan “UNESCO Felsefe ve İnsan Hakları Kürsüsü” çalışmalarının başarıyla sürdüğü Maltepe Üniversitesi’nde bu kez Birleşmiş Milletler’in küresel öncelikli sorunlardan biri olarak tanımladığı “toplumsal cinsiyet eşitsizliği” ile ilgili çalışmalar yapacak bir kürsüye daha onay verildi. UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Kültür Kürsüsü kadına odaklanacak. Kürsüde ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel araştırma ve uygulamalar yapılacak, projeler geliştirilecek, eğitim faaliyetleri ve bilimsel toplantılar düzenlenecek. Kürsüye Maltepe Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Şimga başkanlık yapacak.

 

Kürsü Başkanı Prof. Dr. Hülya Şimga, UNESCO’nun kurulduğundan itibaren “kadınların insan hakları, güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği” konularına önem verdiğine ve uluslararası düzeyde çalışmalar yaptığına dikkat çekti. Şimga, “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu olan UNESCO 1992 yılından bu yana UNESCO Kürsüleri programıyla üniversitelerarası işbirliğini dünya düzeyinde geliştirmek, üniversiteler arasında bilgi paylaşımını ve akademik dayanışmayı teşvik etmek amaçlanıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için dünya çapında 25 UNESCO Kürsüsü var. Bunlardan ikisi Türkiye’deki üniversitelerde kurulmuştu. Maltepe Üniversitesi ile bu sayı üçe çıktı” dedi.

 

UÇURUMUN KAPANMASI MÜMKÜN MÜ?

 

Dünya Ekonomik Forumu’nun “sağlık”, “eğitim”, “politika” ve “işgücüne katılım” başlıklarında yayımlanan “2018 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Uçurumu Raporu”na dikkat çeken Prof. Dr. Şimga Türkiye’nin cinsiyet eşitliği konusunda 149 ülke arasında 130. sırada yer aldığını belirtti. Rapora göre ülkeler arasındaki uçurumun kapanması için Batı Avrupa’da 61, Güney Asya’da 70, Latin Amerika ve Karayipler’de 74, Sahra Altı Afrika’da 135, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da 124, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da 153, Doğu Asya ve Pasifik’te 171 ve Kuzey Amerika’da ise 165 yıl geçmesinin gerekli olduğu belirtiliyor.

 

“EŞİTLİK ÇARPITILIYOR”

 

Toplumsal cinsiyet eşitliği teriminin “kadın ve erkeğin aynı olanak, hak ve özgürlüklere sahip olması” olarak açıklanmasına dikkat çeken Prof. Dr. Şimga sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eşitlik fikri çarpıtılıyor. Eşitlik aynılık anlamında değildir. Tabii ki kadın ve erkek aynı değil. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde savunulan aynı hak, özgürlük ve olanaklara sahip olmaktır. Toplumlarda kültürel olarak tutucu görüşlerde kadına bir rol biçiliyor. Buna bağlı olarak, boşanmaların artmasının, toplumdaki yozlaşmanın kadınların eşitlik istemesine bağlı olduğu iddia ediliyor. Bu görüşe göre kadının yerini bilmesi gerekli. Bilmediği zaman problem çıkıyor”

 

KADIN SOYADINI DEĞİŞTİRMEK ZORUNDA MI?

 

Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında kadına yönelik ayırımcılığın çok çeşitli boyutları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şimga, şunları belirtti:

“En basit örneklerden bir tanesi kadının soyadı sorunudur. Avrupa Konseyi’ne üye olan ülkeler arasında sadece Türkiye’de kadın evlendiği zaman soyadını değiştirmek zorunda kalıyor. Kadınların Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaparak soyadını değiştirmemesinin yolu açıldı. Ancak kültüre bakıldığında kaç tane kadın, kocasına ve kocasının ailesine ‘Ben dava açıyorum. Senin soyadını almayacağım’ diyebilir? Realiteyle çok çelişkili bir durum. Kadının soyadı konusu büyük sorunlara yol açacak durumların en hafifidir ama toplumsal cinsiyet eşitliği konusunun bir parçasıdır”

Türkiye’de kadına yönelik olarak artan şiddetin de kültürle ilgili olduğunu belirten Prof. Dr. Şimga, “Erkek kendini ne kadar yetersiz hissediyorsa şiddet o kadar daha fazla artıyor. Namus kavramı kadının bedeninin kontrolüyle ilgili eril bir kavramdır. Bu konuda sorunlarımız çok” dedi. Prof. Dr. Şimga, erken yaşta evlilikler, çocuk yaşta gebelik gibi sorunlar nedeniyle kız çocuklarının eğitim hakkının da ellerinden alındığını vurguladı.

 

UNESCO KÜRSÜ’NÜN HEDEFİ ÇÖZÜM ÜRETMEK

 

Maltepe Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin UNESCO Kürsüsü ile birlikte çalışacağını söyleyen Prof. Dr. Şimga, merkezde “kadına yönelik şiddetin insan hakları boyutu”, “mülteci kadın ve çocukların durumu”, “siyasete kadının katılımı” gibi başlıklar üzerinde ulusal ve uluslararası çalışmalar yapılacağına dikkat çekti. Prof. Dr. Şimga, kürsüde yerel yönetimlerle ortaklaşa eğitim faaliyetleri gerçekleştirileceğini ve uluslararası boyutta kamuoyu oluşturma çalışmaları yapılacağını da dile getirdi.

 

AÇILIŞ 25 EKİM’DE

 

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kültür UNESCO Kürsüsü açılış töreni 25 Ekim 2019 saat 13:00-18:00 arası Marma Hotel İstanbul Asia, Akdeniz ve Marmara Salonu’nda yapılacak.

Açılışta moderatörlüğünü Prof. Dr. Hülya Şimga’nın üstleneceği UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bölümü Direktörü Saniye Gürsel Corat ve ODTÜ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Saktanber’in konuşmacı olacağı toplantı gerçekleşecek.

KONU: Türkiye’de UNESCO Kürsüsü kuruldu

 

Maltepe Üniversitesi’nde UNESCO Kürsüsü açılıyor

 

Kürsü kadınların!

 

  • Dünya çapında üniversiteler arasındaki en etkin bilimsel işbirliği ağı olan “UNESCO Kürsüleri Programı”na Türkiye’den bir kürsü daha eklendi. Maltepe Üniversitesi bünyesinde kurulan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kültür Kürsüsü”, toplumsal cinsiyet sorunlarını tespit etmek ve çözüm üretmek üzere 25 Ekim’de açılıyor.
  • Maltepe’nin ikinci, Türkiye’nin on üçüncü UNESCO Kürsüsü olma özelliğini taşıyan kürsüde kadına şiddet, kız çocuklarının eğitimi, mülteci kadınlarla ilgili çalışmalara öncelik verilecek.

2009 yılında kurulan “UNESCO Felsefe ve İnsan Hakları Kürsüsü” çalışmalarının başarıyla sürdüğü Maltepe Üniversitesi’nde bu kez Birleşmiş Milletler’in küresel öncelikli sorunlardan biri olarak tanımladığı “toplumsal cinsiyet eşitsizliği” ile ilgili çalışmalar yapacak bir kürsüye daha onay verildi. UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Kültür Kürsüsü; kadına odaklanacak. Kürsüde ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel araştırma ve uygulamalar yapılacak, projeler geliştirilecek, eğitim faaliyetleri ve bilimsel toplantılar düzenlenecek. Kürsüye Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Şimga başkanlık yapacak.

 

Kürsü Başkanı Prof. Dr. Hülya Şimga, UNESCO’nun kurulduğundan itibaren “kadınların insan hakları, güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği” konularına önem verdiğini ve uluslararası düzeyde çalışmalar yapıldığına dikkat çekti. Şimga, “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu olan UNESCO 1992 yılından buyana UNESCO Kürsüleri programıyla üniversitelerarası işbirliğini dünya düzeyinde geliştirmek, üniversiteler arasında bilgi paylaşımını ve akademik dayanışmayı teşvik etmek amaçlıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için dünya çapında 25 UNESCO Kürsüsü var. Bunlardan ikisi Türkiye’deki üniversitelerde kurulmuştu. Maltepe Üniversitesi ile bu sayı üçe çıktı” dedi.

 

UÇURUMUN KAPANMASI MÜMKÜN MÜ?

 

Dünya Ekonomik Forumu’nun “sağlık”, “eğitim”, “politika” ve “işgücüne katılım” başlıklarında yayınlanan “2018 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Uçurumu Raporu”na dikkat çeken Prof. Dr. Şimga Türkiye’nin cinsiyet eşitliği konusunda 149 ülke arasında 130. sırada yer aldığını belirtti. Rapora göre; ülkeler arasındaki uçurumun kapanması için Batı Avrupa’da 61, Güney Asya’da 70, Latin Amerika ve Karayipler’de 74, Sahara Altı Afrika’da 135, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da 124, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da 153, Doğu Asya ve Pasifik’te 171 ve Kuzey Amerika’da ise 165 yıl geçmesi gerektiği gerekiyor.

 

“EŞİTLİK ÇARPITILIYOR”

 

Toplumsal cinsiyet eşitliği teriminin “kadın ve erkeğin aynı olanak, hak ve özgürlüklere sahip olması” olarak açıklanmasına dikkat çeken Prof. Dr. Şimga, şöyle konuştu:

“Eşitlik fikri çarpıtılıyor. Eşitlik; aynılık anlamında değildir. Tabii ki kadın ve erkek aynı değil. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’nde savunulan aynı hak, özgürlük ve olanaklara sahip olmaktır. Toplumlarda kültürel olarak tutucu görüşlerde kadına bir rol biçiliyor. Her alanda eşitlik denildiğinde kültürel olarak kadının anlayışına ters düşüyor. Boşanmaların, toplumdaki yozlaşmanın kadınların eşitlik istemesine bağlı olduğu iddia ediliyor. Bu görüşe göre kadının yerini bilmesi gerekli. Bilmediği zaman problem çıkıyor”

 

KADIN SOYADINI DEĞİŞTİRMEK ZORUNDA MI?

 

Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında kadına yönelik ayrımcılığın çok çeşitli boyutları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şimga, şunları söyledi:

“En basit örneklerden bir tanesi kadının soyadı sorunudur. Avrupa Konseyi’ne üye olan ülkeler arasında sadece Türkiye’de kadın evlendiği zaman soyadını değiştirmek zorunda kalıyor. Kadınların Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaparak soyadını değiştirmemesinin yolu açıldı. Ancak kültüre bakıldığında kaç tane kadın, kocasına ve kocasının ailesine ‘Ben dava açıyorum. Senin soyadını almayacağım’ diyebilir? Realiteyle çok çelişkili bir durum. Kadının soyadı sorunu büyük sorunlara yol açacak durumların en hafifidir ama toplumsal cinsiyet eşitliği konusunun bir parçasıdır”

 

Türkiye’de kadına yönelik artan şiddettin de kültürle bir ilgisi olduğunu belirten Prof. Dr. Şimga, “Erkek kendini ne kadar yetersiz hissediyorsa şiddet o kadar daha fazla artıyor. Namus kavramı kadının bedeninin kontrolüyle ilgili eril bir kavramdır. Bu konuda sorunlarımız çok” dedi. Prof. Dr. Şimga, her çocuk için zorunlu olmasına rağmen erken yaşta evlilikler, çocuk yaşta gebelik gibi sorunlar nedeniyle kız çocuklarının eğitim hakkının da ellerinden alındığını vurguladı.

 

UNESCO KÜRSÜ’NÜN HEDEFİ ÇÖZÜM ÜRETMEK

 

Maltepe Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin UNESCO Kürsüsü ile birlikte çalışacağını söyleyen Prof. Dr. Şimga, merkezde “kadına yönelik şiddetin insan hakları boyutu”, “mülteci kadın ve çocukların durumu”, “siyasete kadının katılımı” gibi başlıklar üzerinde ulusal ve uluslararası çalışmalar yapılacağına dikkat çekti. Prof. Dr. Şimga, kürsüde yerel yönetimlerle ortaklaşa eğitim faaliyetleri gerçekleştirileceğini ve uluslararası boyutta kamuoyu oluşturma çalışmaları yapılacağını da anlattı.

 

AÇILIŞ 25 EKİM’DE

 

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kültür UNESCO Kürsüsü açılış töreni 25 Ekim 2019 saat 13.00-18.00 arası Marma Hotel İstanbul Asia, Akdeniz ve Marmara Salonu’nda yapılacak.

Açılışta moderatörlüğünü Prof. Dr. Hülya Şimga’nın üstleneceği UNESCO Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bölümü Direktörü Saniye Gürsel Corat ve ODTÜ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Saktanber’in konuşmacı olacağı toplantı gerçekleşecek.

 

Ajansturkhaber,erzurum


SPOR


GÜNDEM

Hatay'da tamamlanan konteynerler hizmete açıldı
Hatay Büyükşehir'de 'sosyal denge' yeniden imzalanacak
Başkan Altay: “Konya için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz”
Başkan Altay: "Hedefe doğru adımlarla ilerliyoruz"
Sakarya’da huzur dolu Ramazan akşamları

SON DAKİKA