Ergenlerin beyni yetişkinlerden farklı çalışıyor

TOÇEV - Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen olan TOÇEV II. Uluslararası Ergenlik Kongresi 06 Kasım 2019 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşti. Teması “Multi Disipliner Bakış


GÜNDEM 11.11.2019 15:48:00 0
Ergenlerin beyni yetişkinlerden farklı çalışıyor

Açısı ile Ergenlik” olan kongrede, ergen çocuklara yetişkin bakış açısıyla yaklaşıldığında çatışmaların artacağı vurgulandı.

6 Kasım 2019 tarihinde düzenlenen TOÇEV II. Uluslararası Ergenlik Kongresi’nin başkanlığını Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Yudum Söylemez, başkan yardımcılığını ise T.C. Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi Öğr. Gör. Nesteren Gazioğlu yürüttü. Kongrenin açılış konuşmasını TOÇEV Başkanı Ebru Uygun yaptı. Uygun, Türkiye’de eğitimle ilgili önemli projelere imza attıkları 25 yılı geride bıraktıklarını belirterek,”En temel hedefimiz ergenlerin birbirleriyle ve yetişkinlerle ilişkilerini etkin şekilde yönetebilmeleri. Kongrenin gelenekselleşmesi için elimizden geleni yapacağız. Gençler ilerideki liderler olacak. Bu yüzden onların ihtiyacını şimdiden karşılamak geleceği etkileyecek. Eğer şimdi ergenleri doğru yönde desteklemezsek ileride çok önemli sorunlarla karşılaşabiliriz” şeklinde konuştu.

Birinci oturumda Prof. Dr. Yankı Yazgan, ‘’Ergenlikte Otizm Spektrum Bozukluğu’’ konu başlığı altında psikiyatrik bir bakış açısıyla Otizm Spektrum Bozukluğu’nun ergenlikteki etkilerini aktardı. Yazgan, OSB’nin (Otizm Spektrum Bozukluğu) bireyin ve yakın çevresinin tüm yaşam alanlarını etkilemekte olduğunu, bununla birlikte OSB’nin yaşam boyu görünümüne dair çalışmaların sayısının az olduğunu dile getirdi. Ayrıca bu heterojen grubu daha iyi tanımak, ergenlik ve erişkinlik dönemindeki gereksinimlerini saptayıp bu bireylere ve ailelerine çözüm önerileri sunmak için OSB erişkin tanı kriterlerinin gelişimsel bakış açısı ile yeniden ele alınması gerektiğini ve klinik izleme çalışmalarına önem verilmesi ihtiyacını vurguladı. “Ergenlik gökten zembille inmiyor, anne karnına düştüğümüz andan itibaren şekilleniyor” da diyen Yazgan sözlerine şöyle devam etti: “Okuduğumuz okul, seçtiğimiz, batırdığımız iş, evlendiğimiz, ayrıldığımız eş hepsi devam eden ergenliğimiz. Ergenlik hatırlaması güzel, yaşaması tartışılabilir bir zaman dilimidir.”

Yazgan’ın ardından söz alan Prof. Dr. Taylan Kümeli “İdeal Ergenlik Beslenmesi ve Sürdürülebilirliği’’ konu başlığı ile ergenlik ve beslenme arasındaki ilişkiyi değerlendirdi. Ergenlik döneminde yağsız vücut kütlesinde, iskelet kütlesinde ve vücut yağındaki artışın, diğer yaşam dönemlerden daha fazla enerji ve besin ihtiyacına gereksinim duyduğunu belirten Kümeli, enerji ve besin gereksinimlerinin fiziksel olgunlaşma derecesinin doğru oranda gelişmesi için elzem olduğunun üzerinde durdu ve “Büyümeninen hızlı olduğu bu dönemde sağlıklı beslenme eğilimi için mutlaka büyüyen bireye örnek olmanın bir adım ötesine geçip onun fikirlerinedeğer verdiğimizi göstermemiz gerekir. Ergen dönemde bir danışanım geldiğinde, onu anlattıklarını dinliyorum ve anladığımı hissettiriyorum. Tüm besin öğelerinin, doğru koşullarda, doğru miktarda ve doğru çeşitlilikte ergenin hayatına geçmesi önemlidir. Ergenlikte beslenme bozuklukları çok yaygın” şeklinde konuştu. Ayrıca ergenlerin sadece %1’inin diyetisyen kontrolünde diyet yaptığını, kalan kesimin genelde çevreden duyduğu bilgilerle diyet yaptığını da dile getirdi.

Kümeli, ergenliğin başlama yaşının takvim yaşından çok kemik yaşı ile ilişkili olduğunu ifade etti. İç organ ve salgı bezi büyüklüklerinde, kemik, yağ ve kas kitlelerinde belirgin artışların izlendiğinin ve ideal vücut ağırlığının % 50'sinin ergenlik döneminde kazanıldığının da altını çizdi. Ayrıca ergenlerin olgunlaştıkça öğün atlama alışkanlığının arttığını da önemli bir not olarak ekledi.

Üçüncü oturum panel şeklinde Öğr. Gör. Lale Pınar Çoraklı’nın ‘’Ergenlerde Duygusal Geli-şim’’ konu başlığı altında başladı ve Öğr. Gör. Nesteren Gazioğlu’nun ‘’Ben Ergenim’’ Projesindeki sonuçları ‘’Aile ve Ergenlik’’ başlıklı sunuşu ile devam etti. Gazioğlu konuşmasında, “Ergenlik dönemine girerken, hormonlar çok hızlı gelişiyor ve çocuk buna adapte olamıyor diyebiliriz. Bu dönem hormonları yönetiyor. Ergenlerle yetişkinlerin beyinleri farklı çalışıyor. Ergen çocuklarımıza, yetişkin bakış açısıyla yaklaşırsak çatışmaların sonu gelmez. 2 yaş ve ergenlik, bireyselleşme çabası aşısından aynı dönemler, tepkiler aynı... Ebeveynin yaşı ilerlediği için aslında değişen ebeveynin sabrı ve teloransıdır.”

Son oturuma ise Tiyatro Sanatçısı/Oyuncu Hakan Bilgin bir “ergen babası” olarak katıldı. Çocuk gelişiminde anneler kadar babaların da etkin rol oynaması gerektiğinin üzerinde duran Bilgin, özellikle okul döneminde babaların çocukları ile yakından ilgilenmesinin ergenlik döneminde son derece etkili olduğundan, ailece mutlu olmanın ve ebeveynlerin tek noktadan ilerlemesinin çocuk üzerinde yarattığı pozitif etkiden bahsetti.

Şimdiye kadar 8 ilde 9 bin 170 öğrenciye ulaşıldı

2013 yılında T.C. Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile hayata geçirilen Ben Ergenim Projesi; ergenlik dönemindeki gençler, aileler ve öğretmenler ile bu dönemin sağlıklı atlatılabilmesi için tasarlandı. ‘’Ben Ergenim’’ projesi kapsamında 2012-2016 eğitim öğretim yılında 4 bölgede 8 ilde 9170 öğrenci, 579 ebeveyn ve 300 öğretmene ulaşıldı.

‘’Ben Ergenim’’ projesi 2016 yılında tamamlanmış, projenin devamı niteliğinde iki yılda bir uluslararası kongre hedefi oluşturulmuştu.

 


SPOR


GÜNDEM

Maraton İzmir’de Kibiwot ve Tagel şampiyon
Doğal Yaşam Parkı, 23 Nisan’da ücretsiz olacak
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nden 23 Nisan konseri
İzmir Maraton'da ödüller dağıtıldı
Konya'da KOSKİ'den teknoloji geçmişine yolculuk

SON DAKİKA