Malatya’da yaşayan engelli bireyler, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle erişilebilir bir şehir taleplerini dile getirerek günlük hayatta yaşadıkları zorlukları paylaştı. Yıllardır akülü araç kullanan 50 yaşındaki İbrahim Korkmaz, 1994 yılında geçirdiği trafik kazası sonrasında felç olduğunu belirterek, "Tekerlekli sandalyeye mahkûmum. Omuriliğimde kopukluk var ve tedavisi yok. Allah bunu düşmanıma dahi vermesin. Ama hayat devam ediyor. Nefes aldığımız sürece bu hayatı yaşamak zorundayız. Yine de çok şükür aklımız yerinde, gözümüz görüyor, kulağımız duyuyor" dedi.
Korkmaz, Malatya’da karşılaştıkları en büyük sorunun erişim olduğunu vurguladı. "En büyük sıkıntımız mimari. Binaların giriş-çıkışı ve çamur. Hafriyatlar yolda ve yollar eşilmiş durumda. Bir yere giderken 40 kere düşünüyoruz" diyen Korkmaz, örnek olarak Sıtmapınarı’na gitmek için 50 yeri dolanmak zorunda kaldığını, çünkü kazı, inşaat ve yol çalışmalarının önüne engel çıkardığını anlattı.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engelsiz bir Malatya talebini yineleyen Korkmaz, şehrin deprem sonrası yeniden inşa sürecine dikkat çekti. "Sıfırdan bir Malatya yapılıyor. İdareciler, engelsiz bir Malatya yapabilir. Binalar, yeni yollar yapılırken engelli vatandaşlar düşünülmeli. Amacımız engelsiz bir Malatya, engelsiz bir Türkiye" ifadelerini kullandı.
Geçirdiği iş kazası sonrasında akülü araba ile hayatına devam eden 52 yaşındaki Necati Bürge ise, engellilerin yalnızca bir gün değil, her gün hatırlanması gerektiğini söyledi. Bürge, "Elektrikçiydim. Omurilik zedelenmesinden dolayı engelli arabasına mahkûm kaldım. Kazadan sonra benim için hayat bitti denebilir. Ulaşımda büyük sıkıntı yaşıyorum" dedi.
Necati Bürge, toplumdan beklentisini net bir şekilde ortaya koydu: "Bize saygılı davranılsın. Kural neyse, biz kuralın dışında bir şey istemiyoruz. Ben hakkım neyse onu istiyorum." Her iki vatandaş da, şehir planlamasında engellilerin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulduğu, daha erişilebilir ve yaşanabilir bir çevre için çağrıda bulundu.