Almanya'da yaşayan 60 yaşındaki Oğuz Deniz yıllardır süren diyabet hastalığından kurtulmak
için Türkiye'ye geldi ve Op. Dr. Necat Kaplan'ın şeker (diyabet)
cerrahisine yönelik olarak uyguladığı transit bipartisyon ameliyatı ile şeker hastalığından
kurtuldu. Ameliyat sonrası mutluluğu gözlerinden okunan Deniz ve Op. Dr. Kaplan operasyon
süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulunudu.
Günümüzde sıklıkla karşılaşılan ve vücuttaki sistemleri de olumsuz yönde etkileyen şeker
hastalığı diğer bir adıyla da diyabete yönelik diyet, egzersiz ve ilaç tedavisi büyük önem taşıyor.
Ancak bu gibi önlemlere rağmen diyabetin ilerlediği hastalara bir umut da şeker cerrahisi
sayesinde geldi. Şeker (diyabet) cerrahisi sayesinde hastalar ömür boyu insülin ile yaşamaktan
kurtulma olanağına sahip oluyor.
Almanya'da yaşamını sürdüren 60 yaşındaki ve tip 2 diyabet hastası Oğuz Deniz de bu
hastalıktan kurtulmak için Türkiye'ye gelerek genel cerrahi uzmanı Op. Dr. Necat Kaplan'a
tedavi için başvurdu. Şeker (diyabet) cerrahisine yönelik olarak uygulanan transit bipartisyon
ameliyatı ile sağlığına kavuşan Oğuz Deniz ve operasyonu gerçekleştiren Op. Dr. Necat Kaplan
ameliyat sonrası açıklamalarda bulundu.
"BU AMELİYATLA KİLO DA VERMİŞ OLACAK"
Yapılan ameliyat hakkında bilgi veren Op. Dr. Kaplan, "Hastamız bize Almanya’dan geldi Oğuz
Bey, Almanya’dan duymuş bizi. 4 yıldır şeker hastası kendisi ve insülin kullanıyor. Şekeri kontrol
altına alınmıyor diye ameliyat olmayı düşünmüş ve sağolsun bizi tercih etti ameliyat olmak için.
Yaklaşık 2 buçuk saat kadar sürdü ameliyatı, kendisine de transit bipartisyon ameliyatını yaptık
ve şu anda da ameliyattan çıkalı yaklaşık 1 buçuk saat oldu gayet iyi görünüyor. Bu ameliyatta,
transit bipartisyon ameliyatında hastanın aynı zamanda obezitesi de vardı. Vücut kitle endeksi
kırk civarındaydı. Bu ameliyatla vücut aynı zamanda kilo vermiş de olacak. Yani vücut fazla
ağırlığını atmış da olacak." ifadelerini kullandı.
"BİR KOÇ YATIRACAĞIM"
4 yıldır şeker hastası olan ve ameliyatla sağlığına kavuşan Oğuz Deniz ise, “Kendimi zinde
hissediyorum. Kalkıp dolaşabilirim yani çok iyiyim. Hocamdan Allah razı olsun. Hemşirelerden,
doktorlardan, temizlikçilerden, diyetisyenlerden hepsinden Allah razı olsun şu anda çok iyiyim.
İnşallah tamamen gidecek. Vallahi yakınlarda olsaydım bir koç yatıracaktım ama yine de
yatıracağım.” dedi.
İŞLEM TİP 2 DİYABETLİ HASTALARA UYGULANIYOR
Op. Dr. Necat Kaplan daha sonra şeker hastalığı ameliyatı ile ilgili merak edilenleri paylaştı.
Şeker hastalığı ameliyatının Tip 2 tipi şeker hastalığının cerrahi yöntemlerle tedavi edilmesi
işlemi olduğunu açıklayan Op. Dr. Kaplan Tip 2 diyabetli hastaların ilaç, diyet, insülin ve
egzersiz gibi klasik tedaviyi kullanmalarına rağmen kan şekerini kontrol altına alamayan ve aynı
zamanda organ hasarı gelişmiş hastalara önerdiklerini belirtti.
"AMELİYAT ÖNCESİ 2 SORUYA CEVAP VERİLMESİ GEREKİYOR"
Op.Dr. Necat Kaplan, şeker hastalığı ameliyatlarının laparoskopik denilen kapalı yöntemle
yapıldığını ve cilt üzerine yarım ve 1 santimlik 3 ya da 4 adet kesikler aracılığıyla karın içerisine
girilerek ameliyatın gerçekleştirildiğini belirtti.
Op.Dr. Kaplan operasyonla ilgili olarak, “Şeker hastalığı ameliyatını yapmadan önce hastada
başlangıçta 2 soruya cevap vermemiz gerekiyor. Birincisi bu hasta ameliyattan fayda görecek
midir? İkincisi hasta ameliyata uygun mudur? Bu iki soruya cevap verebilmek için bir takım
tetkikler yaptırıyoruz. Eğer hasta ameliyata uygunsa ve ameliyattan fayda göreceğini
düşündüğümüz hastalarda, hastayı geniş bir check-up işlemine tabi tutuyoruz. Burada hastanın
rutin kan tetkikleri, akciğer EKG'si, gerekirse kardiyoloji konstrüksiyonu ve diğer dahili ve
anestezik konstrüksiyonu istiyoruz. Tüm bunlardan sonra hastayı ameliyata hazırlıyoruz.” dedi.
"TÜM DİYABETİKLERE ŞEKER HASTALIĞI AMELİYATI YAPILAMAZ"
Op. Dr. Necat Kaplan tüm diyabet hastalığı olan kişilere şeker hastalığı ameliyatı
yapılamayacağını belirterek “Hastanın tip 2 diyabetli olması gerekiyor. Tip 2 diyabetli olması
yetmiyor aynı zamanda insülin rezervlerinin yerinde olması gerekiyor. Bu şartları sağlayan
hastalar ameliyat olabilirler. İnsülin rezervleri bu ameliyatlardaki en önemli noktadır. Çünkü
ameliyatın etkinliği ve başarısı kişinin etkin insülin rezervleriyle doğrudan ilişkilidir. İnsülin
rezervleriniz ne kadar yerinde ve depolar ne kadar doluysa ameliyatın etkinliği ve başarısı da o
kadar yüksek olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“ŞEKERDEN KURTULMA ORANI YÜZDE 95 CİVARINDA"
Şeker hastalığı ameliyatlarının diyabeti yok etme oranı yüzde doksan beş civarında olduğunu
belirten Op. Dr. Kaplan, “Başarıdan kastettiğimiz de şu; insülin kullanıyorsa insülinlerini
bırakacak, ilaç kullanıyorsa ilaçlarını bırakacak ve çok sıkı bir diyete, egzersize gerek kalmadan
şekersiz bir hayat sürdürücek. Şekersiz bir hayat sürdürmeye başladığında yani kan şeker
seviyesi normal sınırlara geldikten sonra kişi eğer geçmişte yaptığı hataları tekrarlarsa, yediğine
ve içtiğine dikkat etmez ve sağlıksız beslenmeye devam ederse her bireyde olduğu gibi bu
kişiye özel değil, tekrar şeker hastası olma ihtimali var. Ancak bu aynı zamanda kişinin insülin
rezervleriyle ilişkili de bir durum. İnsülin rezervleri yerinde olan kişilere yaptığımız ameliyatlarda
ameliyat sonraki dönemlerde şeker hastası olma ihtimali çok daha fazla azalıyor.” dedi.
"AMELİYATTA KULLANDIĞIMIZ İKİ FARKLI YÖNTEM VAR"
Şeker hastalığı ameliyatında kullandıkları iki farklı yöntemin olduğunu belirten Op. Dr. Necat
Kaplan, “Bunlardan birincisi ileal interpozisyon ameliyatı diğeri de transit bipartisyon
ameliyatlarıdır. Günümüzde en çok Kullandığımız yöntemler ve teknikler bunlardır.” dedi.
“RİSKLERİ MİNİMALİZE EDECEK TÜM TEDBİRLERİ ALIYORUZ”
Op. Dr. Necat Kaplan ameliyatın risklerine de değinerek, “Her ameliyatta olduğu gibi şeker
ameliyatlarında da bir takım risk ve komplikasyonlar da vardır. Yalnız bu komplikasyonlar ve bu
riskler bu ameliyatlara özel riskler değil karın içerisinde yapılmış yani karın içerisinde mide ve
ince bağırsaklara müdahale edilen bütün ameliyatlarda ki benzer riskler bu ameliyatlarda da
vardır. Biz bu komplikasyonları iki ana grup altına toplayabiliriz. Brincisi erken dönem
komplikasyonları ki bunlar kanama enfeksiyon kaçak ve emboli riskleridir. Bir de geç dönem
komplikasyonları olabilir. Bunlar da ameliyat yerinde fıtıklaşmalar ve safra kesesindeki taş
oluşumlarıdır. Yalnız yaptığımız ameliyatlarda bu riskleri minimalize edecek gerekli bütün
tedbirleri alıyoruz.” dedi.
Op. Dr. Necat Kaplan sözlerine şu şekilde devam etti:
“Şeker ameliyatını olmayı engelleyecek bir durum yoktur ancak hasta bu ameliyatlarda genel
anestezi altında yapılan ameliyatlar olduğu için genel anestezi almasına engel bir durumu olan
her pozisyonda şeker ameliyatı yapılamaz.
Hasta taburcu olmadan sonraki hafta içerisinde sulu gıdalar tavsiye ediyoruz. Sıvı gıdalarla
beslemesini istiyoruz. İkinci haftasında biraz daha yumuşak gıdalara geçiş dönemi başlıyor yani
toplamda 15'inci gününden sonra normal diyetine geçebiliyor hastalarımız yalnız bu süreç
içerisinde ilk 1 ayda hastalarımıza birtakım mineral ve vitamin takviyeleri vermek durumunda
kalıyoruz. Bunu rutin olarak da başlıyoruz ancak bu vitamin ve mineralleri uzun bir süreçte
kullandırtmıyoruz. Ortalama 3 ay kadar kullanıp ondan sonra ihtiyaçlarına göre kesebiliyoruz.
"AMELİYATTAN SONRA HASTALARI KENDİ ODALARINA ALIYORUZ"
Ameliyattan sonra hastaları eskisi gibi yoğum bakıma değil kendi odalarına alıyoruz ameliyattan
yaklaşık dört saat sonra hastayı mobilize ediyoruz, hareketlendiriyoruz. Oda içerisinde ve
koridorda yürütüyoruz. Yine 4 saat sonra su içirtmeye çalışıyoruz. Ertesi gün çorbalara
başlıyoruz hastalara. 3 gün sonra da bağırsak sistemi tamamen normale geldiğinde hastayı
kontrollerini yaparak taburcu edebiliyoruz."