Rusya ve Çin Türk Devletler Teşkilatının Doğal Üyesi midir?

.


GÜNDEM 28.11.2021 20:05:00 0
 Rusya ve Çin Türk Devletler Teşkilatının Doğal Üyesi midir?

 

Aydınlık adlı yayın kuruluşunun manşeti sosyal medyada tartışmalara sebep oldu. Rusya ve Çin Türk Devletler Teşkilatının Doğal Üyesidir diyen Türk Devletler Teşkilatına atanmış aksakalı Binali Yıldırım ağzıyla söylenmesi dikkat çekiciydi. Evet, Rusya ve Çin Türk Devletler Teşkilatının doğal üyesi olabilir mi?

Türk Keneşi ve Türk Konseyi ile başlayan Türk dünyasında heyecan yaratan bir oluşum ısrar ile sürdürülerek geliştiriliyor. Türk Devletler Teşkilatı ile sistemin değişemediğini ama bazı kurumların kurulduğunu görüyoruz. Mesela Aksakallılar Konseyi gibi.

İnşallah yeni adıyla Türk Devletler Teşkilatı daha da gelişir ve yıllarca savunduğumuz Türk Dünyasının birlikte hareket etmesinin dünya üzerinde Türk Milletine huzur, konfor ve refah getirmesi fikrimizin gerçekleştiğini görürüz.

Tabi ki Türk Devletler Teşkilatının 7 bağımsız devleti merkez alarak genişlemesini bende istiyorum. Ama ilkesiz ve kuralsız genişleme, teşkilatın temel aldığı tüm değerleri yıkar. Biz de bağımsız olmayan Türklerin bu çatı altına girmesine ve güç birliğinin Türk Dünyasının varlığı ile artırılmasına tarafım. Fakat Aydınlığın muhtemelen suiistimal ettiği tahmin ettiğim gibi değil.

Aydınlık dünün Sovyet propagandacısı, bu günün Çin propagandasını üstlenen bir yapıdır. Buna defalarca şahit olduk, oluyoruz. Ben Aydınlığın açıklamaları saptırdığını düşünüyorum lakin buna tevessül edecek bir açıklamayı yapan Binali Yıldırım Beyi de konu ile ilgili yetersizliğine veriyorum. Türk Dünyasına gönül vermiş ve dik duruşu ile Türk Devletler Teşkilatına aksakal olacak devlet tecrübesi olan o kadar kuvvetli namzet varken, şimdiye kadar Türk Dünyasına ciddi bir çalışmaya fedakârlık derecesinde hizmet vermemiş Binali Yıldırım Beyin seçilmesini baştan beri eleştiriyorum. Hatta Binali Yıldırım Beyin kısa sürede Dünyada sayılı armatörlerin arasına girmesi sebebiyle devletin yönetim kademelerinde bulunamadan ticari faaliyetlerle Türk ekonomisine katkı sağlamasını şiddetle savunuyorum. Tüccarların kendi işlerine odaklanmalarının Türkiye’nin önünü açacağını düşünüyorum.

Her ne kadar biz bu tespit ve eleştirileri yapsak da, ortada bir yanlış algı var. Bunun düzeltilmesi lazım. Peki önceden bahsettiğim genişleme de ilke ne olmalı; Bağımsız olmayan Türk unsurlarını sistemin içerisine nasıl almalı.

1- İçerisinde Türklerin yaşadığı ve geçmişte yurt tuttuğu veya toprağı olan tüm devletler Türk Devletler Teşkilatının doğal üyesi olmaya namzet kabul edilebilir, fakat aşağıda maddeleri-e uygun bir ilke de belirlenmelidir.

2- Türklerin bağlı bulunduğu devletin Türkler için olumsuz bakışı olmamalı. Türkler yaşadıkları ülkede her vatandaş gibi eşit şartlarda ve saygın olmalı.

3- Türkleri zulme uğratan hiçbir ülke Türk Devletler Teşkilatının veya gelecekte farklı adla oluşacak aynı yapının doğal üyesi olmamalı.

4- Geçmişte Türklere soykırım yapan veya yaptığını ima eden devletlerin uluslararası alanda hatalarını kabul etmeleri gerekmektedir.

5- Gelecekte Türk Devletler Teşkilatına katkı sağlaması kesim olan devletler davet edilebilir, fakat bu Dünya da oluşan egemen güçler arasında kalacak şekilde kısa vadede menfaat üretecek fırsatlara kurban edilememelidir.

Bu tespitler ışığında Çin ve Rusya’nın bu ilkelere yaklaşması için çaba sarf etmesi gerekecektir. Kaş yapayım derken göz çıkarmak Çin ve Rus propagandacısı Aydınlığın attığı manşettir ve Binali Yıldırım Aydınlığı hemen tekzip etmelidir.

Bir de Türkiye de dayatılmaya çalışılan yeni Avrasyacılar’a da bir cevap vermiş olalım. Özellikle iş dünyasında ticari kaygıları olan ve sivil toplum yöneticilerinin Türk Dünyasını ve Türkistan’ı yeni avrasyacılık fikri ile Rusya ve Çin’in payandası yapa çabaları tutmayacaktır. Sizin yeni Avrasyacılık ile savunduğunuz Atlantik ve Avrasya ve hatta Pasifik hattında Türk Dünyasını güçlendirmez. Çünkü sistem olarak batı Türkleri Atlantik ile uzun zaman benzeşmiş, Doğu Türkleri ve Türkistan büyük yoğunlukla Avrasyacıların istilası altında kalmış, Pasifik cenahı doğudan ticari unsurlar başta olmak üzere baskılarını Türk Dünyası üzerinde şiddetle hissettiriyor.

Türk Dünyasının gelişir ve genişlerken orta vadede bu üç merkezin arasında mekik diplomasisi ile yeni merkez oluşturmaya ihtiyacı vardır. Merkez olduğu zaman ki, şimdi bile merkez olmaya yakın olduğu ile ilgili tepkiler alır ve algıda güçlü bir yere konumlanırken o zaman yukarıdaki maddelere uygun devletler aramızda olmalı, yada o maddelere uygun bir hale gelerek kabul edilebileceğini bilmelidirler.

Akıllı bir aksakal ve aksakallılar bu yolu açabilirler. Beceremeyenin, liyakati olmayanın atanması, Türk Devletler Teşkilatının kısa ve orta vadede zarar vereceği aşikârdır.

 Tüm bu yazılanların özü, kabul edelim etmeyelim Türk Devletler Teşkilatı Türkiye’den atanmış aksakalı Binali Yıldırımın Aydınlığın algısından sıyırması için acil bir tekzip niteliğinde bir açıklamayı ulusal ve uluslararası medyalarda yayınlamasıdır.

Kalın sağlıcakla, sıhhat afiyetler dilerim.

 

Serdar Şahin

TDSP (Türk Dünyası STK’lar Platformu) Başkanı

27 Kasım 2021                                                  Hakan Dikmen


SPOR


GÜNDEM

Başkan Büyükakın: ‘’Daha güzel bir Kocaeli için yola çıktık’’
Başkan Kıral’a, geçmiş dönem belediye başkanlarından ziyaret
Muğla Büyükşehir kırsaldaki çınarların yanında
Başkan Zeyrek’ten ulaşımda kaliteli hizmet vurgusu
Düzce zabıtasından başarılı grafik

SON DAKİKA