Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı İshak Çelebi, sendika bünyesindeki Aşçılar Komisyonu'nun hazırladığı rapora ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Çelebi, Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul ve pansiyonlarda çalışan aşçıların koşullarına dikkat çekerek, bu mesleğin çocukların sağlıklı beslenmesindeki kritik rolünü vurguladı. Mevcut uygulamaların hem çalışan hakları hem de gıda güvenliği açısından ciddi sorunlar taşıdığını ifade etti.
Çelebi, aşçılığın hijyen, kimyasal risk yönetimi ve endüstriyel ekipman bilgisi gerektiren teknik bir meslek olduğunu belirtti. Buna rağmen aşçıların hâlâ Yardımcı Hizmetler Sınıfı'nda değerlendirildiğini, bunun da tazminat, ek gösterge ve yıpranma payı gibi hak kayıplarına yol açtığını söyledi. "Aşçıların Teknik Hizmetler Sınıfı'na geçirilmesi bir talep değil, mesleğin doğasının gereğidir" dedi.
Raporda öne çıkan en önemli sorunlardan birinin, aşçıların bulaşık yıkamaya zorlanması olduğunu dile getiren Çelebi, bu uygulamanın hijyen ve gıda güvenliği açısından kabul edilemez olduğunu vurguladı. "Özel sektörde dahi aşçı ile bulaşık personeli ayrıdır. Hangi restoranda aşçı bulaşık yıkar? Kamu kurumlarında bunun yapılması hem çalışan sağlığını hem de öğrenci sağlığını riske atmaktadır" ifadelerini kullandı.
Çelebi, aşçıların hafta sonu ve tatil günlerinde çalıştırıldığını, fazla mesailerinin karşılığını alamadığını belirtti. Mesai saatleri dışında telefon ve mesaj yoluyla yapılan görevlendirmelerin de yaygınlaştığını söyleyerek, "Dinlenme hakkı mesajla ortadan kaldırılamaz. Kamu hizmeti keyfî uygulamalarla değil mevzuatla yürütülmelidir" diye konuştu.
Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak taleplerinin açık olduğunu belirten Çelebi, şunları sıraladı: "Aşçıların Teknik Hizmetler Sınıfı'na geçirilmesi, tazminat ve yıpranma payı haklarının tanınması, aşçıların bulaşık yıkama angaryasına son verilmesi, fazla mesai ve mesai dışı mesaj yoluyla görevlendirmelerin kaldırılması, görev tanımlarına uygun çalışma düzeninin sağlanmasını talep ediyoruz."
Çelebi, açıklamasını "Aşçılar yardımcı personel değil, eğitim kurumlarının gıda güvenliği zincirinin temel unsurudur. Bu emeğin karşılığının verilmesi hem çalışanların hem de öğrencilerin hakkıdır" diyerek tamamladı.