google-site-verification=8SKVZvCgNq15inzikTP1VfTBOYQ81urWn55KV6iqqtw
Tarih: 26.12.2025 12:58

1939 Erzincan Depremi'nin Yıkıcı Mirası ve Unutulmayan Acı

Facebook Twitter Linked-in

Hafızalara Kazınan Bir Felaket

27 Aralık 1939'da Erzincan'da meydana gelen 7,9 büyüklüğündeki deprem, yaklaşık 33 bin kişinin hayatını kaybetmesi ve binlerce kişinin yaralanmasıyla Türkiye tarihinin en yıkıcı afetlerinden biri olarak hatırlanıyor. Bu büyük kaybın yıl dönümünde, hayatını kaybedenler için anma programları düzenleniyor.

Dönemin İlkel Şartlarında Mücadele

Gazeteci-Yazar Hikmet Köksal, 1939 depremindeki müdahale şartlarını değerlendirerek, dönemin imkânlarının çok sınırlı olduğunu vurguluyor. Depremden sadece üç gün sonra demiryolu hattının kapanması yardımların gecikmesine neden olurken, dönemin valisinin ancak Kemah yolu üzerinden Ankara'ya "Erzincan yıkıldı" mesajını iletebildiği belirtiliyor. Köksal, günümüzdeki ileri teknoloji ve uzman birimlerle kıyaslandığında, o dönemki haberleşme, ulaşım ve finansman imkânlarının yetersiz kaldığını ifade ediyor.

Tartışmalı Yardım Süreçleri

1939 depreminin ardından yapılan yardımlar ve yönetim süreci, tarihi bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. Tarihi kayıtlara göre, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Erzincan'da 2,5 saat kaldığı, Başbakan Refik Saydam'ın bölgeyi 5 ay sonra ziyaret ettiği ve ilk çadırların depremden bir ay sonra gönderildiği biliniyor. Erzincan için ayrılan 2 milyon TL ödeneğin yanı sıra, 1943 yılına kadar gönderilen toplam 303 bin TL'nin bir kısmının İnönü heykeli yapımında kullanıldığı iddiaları da gündeme gelmişti. Yeniden yapılanma süreci ise yavaş işlemiş, 7 yıl sonra belediye tarafından sadece 5 örnek ev inşa edilebilmişti.

1992'de Tekrarlanan Acı ve Yapılaşma Sorunları

Erzincan, 13 Mart 1992'de 6,8 büyüklüğünde bir depremle bir kez daha sarsıldı. Bu felakette 653 kişi hayatını kaybederken, yaklaşık 10 bin bina yıkıldı. İlginç olan, yıkılan binaların önemli bir bölümünün kamu yapıları olması ve bu yapıların 1940 deprem yönetmeliğine göre inşa edilmiş olmalarına rağmen dayanıklılık gösterememesiydi. Dönemin Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı sorumlular hakkında işlem yapılacağını açıklasa da, depremin maddi zararı dönemin parasıyla yaklaşık 40 trilyon liraya ulaşmıştı.

Jeolojik Riskler ve Geleceğe Dair Uyarılar

Jeoloji Mühendisleri Odası'nın 1992 depremi sonrası hazırladığı rapor, kentin yeniden kurulduğu alüvyon zeminin deprem açısından ciddi risk taşıdığını ortaya koydu. Raporda, zeminin sıvılaşmaya müsait olduğu ve sarsıntı şiddetini artırdığı vurgulanarak, gelecekteki olası felaketlere karşı uyarıda bulunuldu. 1939'da 116 bin binanın yıkıldığı, 100 bin kişinin yaralandığı bu topraklarda, yaşanan acılar Türkiye'nin ortak hafızasındaki yerini koruyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —