Uz.Dr. Ayhan Yiğit


DEPREM


Marmara depreminin 20. yılını üzüntü ile andık!

    Ölenlere rahmet, ailelerine tekrar baş sağlığı diliyorum?

   Allah, bir daha milletimize böyle felaketler vermesin?

   Deprem; korkunç bir afet, fizik men psikolojik men! Yıkım, ölüm, kayıp?bir arada!

   Şiddetine göre, ölüm kayıp ve maddi hasar artıyor?

   Keşke bu olaylar olmasa. Ama, bu mümkün değil! Bilim adamları olacak diyor, tarih  öyle  gösteriyor?

   Ona, o ilahi güce bir şey denmiyor, bir şey yapılamıyor?

   Fakat yapılacak çok şey var, biz onları yapacağız, yapmalıyız?Tedbir, tedbir, tedbir! Tedbirler zinciri?

   Bu zincir, basamaklı biri birini tamamlayan bir çok halkadan oluşuyor:

   Acı ve geçmiş olayı hatırlatmak istemezdim. Kabuk bağlamış yaralar , yeniden kanayabilir, acılar tazelenir!

   Bu duygularla, gündemde tutmanın da yararı olur istek duygusu; kafamda dolaştı, bayağı tereddüt yaşadım.Bu iki ilkeden, gündemde tutmayı ve bazı gerçekleri açıklamayı tercih ettim. Okurlarım beni bağışlasın?

   İlimiz ve Bölgemizde risk altında olduğu için, bazı gerçekleri tartışalım dedim?.Millet ve yetkililer biraz beyin jimnastiği yapadursun?

   Tüm bilim adamları ; yer bilimciler, jeologlar,  jeofizikçiler deprem kaçınılmaz diyor :

   Yine, İstanbul Teknik Üniversitesi  öğretim üyesi ; ??Kuzey Anadolu fay hattı için, Marmara denizinin dibine teknik inceleme cihazları yerleştirilmiş durumda ve 7/24 saat  uzmanlar tarafından takip ediliyor ve kıpırdamaların olduğu izleniyor.?? Diyor.

   Tedbirleri sıralarken, çok söylenen söz olan ; ?? Deprem öldürmez, bina öldürür.??cümlesini tekrarlıyor?

   Buradan hareketle olayı / yapılması gerekenleri biraz açalım?

Yerleşim yerleri seçilirken , coğrafi olarak uygun yerler  seçilmeli,

Kaçak inşaatlara, ilave katlara  kesinlikle fırsat verilmemeli,

İnşaat projeleri , zemine göre yapılmalı,

Yapım esnasında, bu projelere  tam olarak uyulmalı,

Yapı malzemeleri, tekniğin/mühendislerin dediği cins, miktar , oran ve kalitede olmalı,

Nüfus hareketleri / göç- yerleşim, düzene sokulmalı.

Bu ilkeler yeni yapılacak inşaatlar için! Ama işler bunlarla bitmiyor?

   Maalesef eski bina ve tekniğe uymayan yapım çok! Asıl problem burada?

   Bunları ne yapacağız?

Güçlendireceğiz, ıslah edeceğiz?

Devlet buna başladı, kentsel dönüşüm diye?Güzel şeyler oluyor, ama çok yavaş.Taşrada bir çok yerde bir hareket yok. Tabii ki milyonlarca bina, dar sokaklar?

   İstanbul?u göz önüne alın : Çok büyük bütçe lazım, fiziki engellerle uğraşmak, zamanla uğraşmak?gibi bir sürü engel.Allah Devletimize ve Milletimize kolaylık versin?

   Ayrıca , sosyal, toplumsal ve hukuksal sorunlar, bir sürü direnme zorlukları?Bu engeller uygulama fiilinin hızını kesiyor.

   Tabii, Marmara ve İstanbul söz konusu olunca, herkes bu metropol kentten bahsediyor?Diğer şehirlerin durumu buradan farklı değil!

   Hele kırsal kesimler, köy ve mahalleler  içler acısı!

    Moloz taştan, kerpiçten hatta çamurdan yapılan evler?Hafif bir depreme dahi dayanamaz! Aşkale, Pasinler, Hınıs, Varto,  Denizli?depremlerinde gördük ve acıları yaşadık.

   Erzurum ve çevresi de bu tehlikelerden uzak değil!

   Bu kırsal kesimlerin yıkılıp büyük bedeller ödendikten sonra; Devlet bir proje ve uygulama yapacağını söylemişti:

   Destekle tüm köy ve mahalle evlerini dönüştürecekti. Modern, tuğla çimento ve demir malzemesi ile, yeni sağlam ve depreme dayanıklı meskenler yapılacaktı! Bu da rafa kalktı?

   Allah korusun, bir orta şiddetli depremde; yıkımın ve can kaybının çok olacağından korkuluyor?

   Önce yetkililer ve bizler; ? DEPREM  ÖLDÜRMEZ  ÇÜRÜK  EV / BİNA  ÖLDÜRÜR ? ilkesinden ilham alarak, gerekeni yapalım, tedbirimizi alalım?        Ondan sonrada tevekkül edelim.

   Efendimize   ( sav ), gelip birisi sorar :?? Devemi öylece mi Allaha salayım, yoksa kazığa bağlayıp sonramı ??? Efendimiz, ??Deveni sağlam kazığa bağla, sonra Allaha sal.??

   Şimdide biz, önce binamızı, evimizi sağlam yere bağlayacağız, sonra bekleyeceğiz! Sağlam yer; yer küresi, demir, çimento?vs. Nasıl bağlanacağını mühendisler, mimarlar biliyor; söylüyor ve yazıya döküyorlar?

   İnşaatımızı, yapımızı sağlam olarak, malzemelerle yere ve biri birine bağlamasak; sallanır, çöker, dağılır hatta deve gibi kaybolur! Dağılırken bir sürü cana kıyar,alır götürür ( Allah korusun.) ?

   Allah korusun diyoruz ama ;  Allah bize korunma yollarını ilim ve teknikle göstermiş!

   İslam âlimleri, Tevekkül yorumunda: ??Her Müslüman elinden gelen her türlü çabayı gösterdikten ve tüm tedbirleri aldıktan sonra tevekkül etmelidir.??

   Başka bir yorumda: Tevekkül; ??Bir işi şartlarına riayet ederek ,yaptıktan sonra takdiri, Allaha bırakmak.??şeklinde açıklanıyor.

   Burada hem teknik, hem de ilahi emirler aynı şeyi söylüyor. Bizlere de yapması ve uygulaması kalıyor.

   Burada işi yapma konusuna gelelim: Tüm tedbirler; eri seçme , malzeme seçme, proje yapma,şartlara göre yapma,kat sayısını belirleme?bizim elimizde ve gücümüzde! Niye uymayalım?

   Birde bu işin eğitimi var. Vatandaşı eğitmek ve nasıl davranılacağını öğretmek lazım?

   Depremden sonra ne yapılacağı da önemli:

Buda ekip işi, teknoloji, teknolojiyi kullanma ?vs. Bu hususta da, güzel gelişmeler oldu ve iyi durumdayız.

Toplanma bölgeleri yetersiz ve belli değil, kimseler de bu yerleri bilmiyor? Bu hususta çalışmak lazım.

Ama daha iyi olmamız gerekiyor? çünkü , ülkemiz deprem kuşağında, bölgemiz fay hattında!

Depreme dayanıklı evlerin yapılması, gerekli önlemlerin alınması dileğiyle?

Hoşça kalın.                                               Uz.Dr. Ayhan YİĞİT