Elif KARDEŞ


MASUMİYET KARİNESİ


Çinli bir köylü baltasını kaybetmiş ve komşusunun oğlundan şüphelenmiş, çünkü çocuk bir hırsız gibi konuşuyor, yürüyor ve davranıyormuş. Ertesi gün tarladaki aletlerin arasında baltayı bulmuş. Sonra çocuğu yine görmüş; bütün diğer çocuklar gibi konuşuyor, yürüyor ve davranıyormuş?İşte ?masumiyet karinesi? dediğimiz şey komşunun oğlunun peşinen suçlu ilan edilmesinin önündeki en büyük engeldir. 

Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesi ya da suçsuzluk karinesi bir suç isnadı altında kalan kimsenin suçu kesin hükümle sabit oluncaya kadar suçlu sayılamayacağını ifade etmektedir. Nitekim Anayasamızın 38. Maddesinde ?Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.? denmektedir. 
Bu ifade aynı zamanda şunu da ifade etmektedir; suçu ispat etme yükümlülüğü suçu isnat eden taraftadır. İsnat altında olan kişide değil. Ancak sıklıkla şahit olduğumuz üzere bu yükümlülük tam tersine çevrilerek itham edilen kişiden suçsuzluğunu ispat etmesi beklenmektedir. Ve bu bakış açısının sonucu olarak ?suçsuzsa zaten yargılama sonucunda anlaşılır? diye sakat bir anlayış ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte başta tutuklama olmak üzere kişi hürriyetini kısıtlayan tedbirler uygulanmakta ve bu tedbirlere şahsın somut olaydaki durumu değil çoğunlukla suç türü karar vermektedir. Başka bir ifadeyle kişi peşinen suçlu kabul edilip kendisini aklaması beklenmektedir.

Bu sadece yargı sorunsalı da değildir. Basın yoluyla da bu hak sıklıkla ihlal edilmekte ve ortada henüz bir yargı kararı yokken bazen gerçeğe aykırı haberler yapılabilmekte ya da doğru bile olsa  kişileri itham edici suçlu gösteren ifadeler kullanılarak suçsuzluk karinesi ihlali gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte sıklıkla şahit olduğumuz üzere adli bir olayın basına, kamuya intikal etmesinden sonra gelen tepkiler üzerine serbest kalan kişinin tutuklanması, daha ağır ceza alması ya da tam tersi tutuklanan birinin yine bu sebeple serbest kalması gibi hukuken izahtan yoksun durumlar yaşanmaktadır.

 Masumiyet karinesi maalesef toplumumuzda da henüz yerleşmiş bir kavram değildir. Bırakın suç şüphesi altındaki kişinin peşinen suçlu ilan edilmesindeki yanlışlığı, bazen kişinin yakınları bile nerdeyse suçlu ilan edilebiliyor. Şu herkesçe bilinmelidir ki bir suç nedeniyle gözaltına alınan, tutuklanan ve kovuşturulan kişi henüz suçlu değildir. Şüpheli veya sanık durumundadır ve hüküm kesinleşinceye kadar suçlu değildir.  Ortada henüz kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın kişileri itham edici nitelendirmelerden, özellike ?şucu bucu?  gibi ötekileştirici eklerden kaçınmak gerekir.