Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 10 bölgede yapmayı planladığı bölge toplantılarının dördüncüsü Erzurum’da gerçekleştirildi.
Şeyma Tahir- Ajanstürk Haber/ERZURUM
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 10 bölgede yapmayı planladığı bölge toplantılarının dördüncüsü Erzurum’da gerçekleştirildi. Yapılan toplantıda konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, parti olarak herkesi kucaklayacaklarını ifade ederek, “Bu ülkeyi kimlik siyaseti üzerinden ayırmaya çalışan anlayışın karşısında duracağız” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 10 bölgede yapmayı planladığı bölge toplantılarının dördüncüsü Erzurum’da gerçekleştirildi. Palan Otel’de düzenlene toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Erzurum İl Başkanı Bülent Oğuz, çeşitli şehirlerden gelen İl başkanları, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri, STK üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal marşının ardından başlayan toplantıda konuşan CHP Erzurum İl Başkanı Bülent Oğuz, “Önümüzde çok güzel günlerin olduğunu hep beraber gördük. Bunu anlatmamıza da gerek yok çünkü hep beraber yaşadık. Sıkıntılı günlerden güzel günlere geçmemizin sevincini hala yaşıyoruz. Herkesle beraber olup, birbirimizi anlayıp dinlediğimiz günlerin gelmesi için çalışacağız.” Diye konuştu.
“Her zaman barıştan, demokrasiden bahsettik”
Ülkenin yoğun bir seçim döneminden geçtiğini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “Son bir yıl içinde aslında üç tane seçim geçirdik. Bunlardan bir tanesi 23 Haziran, bir referandum yaşamıştık. O referandumda başkanlık sistemi, bizim tabirimizle tek adam rejimine geçiş oldu. Aynı zamanda milletvekilliği seçimi yapıldı. O seçimden sonra hızlı bir şekilde bir yerel seçim sürecine gidildi ve 31 Martta bir seçim süreci yaşadık. Bu yerel seçim sürecine gidilirken Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki de en kitlesel, en geniş siyasi partiler arasında ki iş birliği süreci yaşandı. Biliyorsunuz Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi bir araya geldi. İYİ Parti ile de Cumhuriyet Halk Partisi bir araya geldi. 31 Mart seçimlerinde iktidarın kutuplaştırıcı, ötekileştirici, insanlarımızı birbirinden ayırıcı bir dil ile oluşturduğu ortamla bir seçime girdik.
Bu süreçte biz ısrarla bu seçimin bir yerel seçim olmadığına, Türkiye’nin genel sorunlarının konuşulması, tartışılması gerektiği seçimin 9 ay önce yapıldığını ifade ettik. Bu seçimin belediye başkanlarının kendi bölgesinde vatandaşa nasıl hizmet etmesiyle ilgili konuların ön plana çıkması gerektiğini söyledik. Ama iktidar ülkeyi ısrarla bir genel seçim havasına sokmaya çalıştı. Onlar kutuplaşmayı, yukardan konuşan bir dili, vatandaşı hakir görmeyi, her türlü devlet imkânını ve medyayı baskı altında tutan bir Türkiye ile büyük bir seçim zaferi kazanmak üzere yola çıktılar. Biz de herkesi kucaklayıcı, herkesi aynı gözle gören siyasi anlayışı ortaya koymaya çalıştık. Barıştan, huzurdan, demokrasiden bahsettik. Belediye başkan adaylarımızın bulundukları yerde seçildikleri halde millete hizmet edeceklerini, adaletli çalışacaklarını söyledik. “ dedi.
‘Çok kaybetmedik’ dediklerine bakmayın
31 Mart sürecinde İstanbul’daki başarıdan söz eden Salıcı, “31 Mart seçimlerinde iktidar partisinin kaybettik ama çok kaybetmedik, dediklerine bakmayın. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder diyen Recep Tayyip Erdoğan’dı. İstanbul’u kaybetti. Başkent Ankara’da bakanların, milletvekillerinin, devletin bütün kademelerindeki yerlerin hizmet aldığı noktalar şuan Cumhuriyet Halk Partisinin elindedir.” diye belirtti.
Seçimlerin ardından genel tabloyu değerlendiren Oğuz Kaan Salıcı, uzun bir süreden sonra Adana’yı kazandıklarını belirtti ve sözlerine şunları ekledi: “En son yirmi beş yıl önce 1994 seçimlerinde Adana’yı kaybetmiştik. Adana’yı, Mersin’i, Antalya’yı, Ardahan’ı kazandık. Bunlar kazandığımız büyükşehirler. Sayın genel başkanımızın öncülüğünde uygulamış olduğu bu strateji ve siyasi yaklaşımın sonunda önemli bir başarı gösterdik. Şimdi on iki yıldan beri yönetilen AKP tarafından yönetilen Türkiye, çok ağır koşullar altında yaşıyor. Ağır bir ekonomik kriz var. Bu krizin sonucunda dar gelirlinin geliri artmıyor azalıyor ama neredeyse her ay temel tüketim maddelerine zamlarla karşılaşıyor. Ülkenin demokrasi anlayışı AKP döneminde daha da geriye gitti. Neredeyse demokrasiden bahsedilemeyecek hale geldi. Yargı öyle bir durumda ki muhalefet partisinin genel başkanına yumurta atıyorsunuz, serbest kalıyorsunuz. Meclisin içinde yumruklama girişiminde bulunuyorsunuz, serbest kalıyorsunuz. Birkaç bin kişiyi örgütleyip bir şehit cenazesinde şehidin, şehitlik mertebesine de saygısız bir şekilde davranışta bulunarak sayın genel başkanımızı linç etme girişiminde bulunuyorsunuz, orada da serbest kalıyorsunuz. Yargı, neredeyse hiç çalışmıyor, tamamen siyasallaşmış durumda. Cumhuriyet Halk Partisi kendisi bir komisyon kuruyor. Burada yapılan işleri, görüntüleri tek tek ortaya çıkarıyor ama hala bir adım atılmış değil.”
“Bugün bir şiir okuyan kadın mahkûm edilmeye çalışılıyor”
İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun aldığı ceza hakkında da konuşan Salıcı, “Bu örgütün her bir ferdi, sizler gibi bu partiye emek vermiş bir arkadaşımız, İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu, 7 sene önce atmış olduğu bazı tweetlerden dolayı beş ayrı suçtan yargılanıyor, ceza alıyor. Almış olduğu toplam ceza 9 yıl 8 ay 20 gün. Ceza neredeyse iki katına çıkarılıyor sadece şiir okuduğu için. Bir zamanlar ben mağdurum, ben şiir okuduğum için benim siyasi hayatımı bitirdiler, diyen Recep Tayyip Erdoğan, bu gün şiir okuyan bir kadını mahkûm ettirmek için özel bir çaba gösteriyor. Türkiye’nin geldiği durum bu.
Dış politikada da durumumuz vahim. 4 milyona yakın Suriyeli, kalkıp bizim ülkemize neden geldi, hangi yanlış dış politikanın yüzünden geldi, bunların Türkiye’ye gelmesinin sorumlusu kimdir? Bunu sormak ve vatandaşa anlatmak zorundayız. Eğitimde de durum bu. Türkiye’nin toplumsal barışını zedeleyecek işler yapılıyor, adımlar atılıyor. Böyle bir ortamda 31 Mart seçimlerinde biz 11 büyükşehir belediyesi kazandık. 10 tane il belediyesi kazandık. Bunların arasında daha önce kazandıklarımız ve uzun zaman sonra kazandıklarımız var. 31 Martta ne dediler? 14 bin oyla İstanbul’u kazanamazsınız dediler. İstanbul çok büyük bir şehir 14 bin oy yetmez. Peki kaç oy yeter? 806 bin oyla geldik.
AKP, yolsuzluğu, yoksulluğu ortadan kaldıracağız, Türkiye’yi demokratik bir ülke haline getireceğiz diyerek iktidara gelen bu parti sandıktan çıkan sonuçları beğenmez hale geldi. Çünkü o sonuçlar kendi aleyhine değildi. İstanbul’da seçimi iptal ettiler ve tekrardan seçime gidildi. Çoğu insanımız sadece İstanbul için değil bir demokrasiye sahip çıkmak için İstanbul’a gitti. Sonucunda yüzde elli dört ile İstanbul seçimleri tekrardan kazanıldı.
Salıcı: “Adalet ve Kalkınma Partisi demokrasiden artık anlamaz oldu”
AKP’nin yaptıkları bununla da kalmadı 31 Mart’ta seçilen belediye başkanlarının yerine ikinci gelenlere mazbata vermeyi tercih etti. O da yetmedi 31 Mart’ta seçime girmesinde herhangi bir sakınca yoktur diye seçim kurullarının onayladığı 3 tane büyükşehir belediye başkanının yerlerine kayyum atayarak haklarında herhangi bir karar olmadan görevlerinden alındılar. Adalet ve Kalkınma Partisi demokrasiden artık anlamaz oldu. Çünkü vatandaşın, halkın iradesi aleyhine dönüyor. Önümüzde yine bir seçim var. O seçim 2023 tarihinde olacak. Erken olabilir mi? Olabilir. Erken olursa da Cumhuriyet Halk Partililer, göğüslerini gere gere o seçime gidecek ve mücadelesini verecek. Bize düşen partimizin yeni kazanmış olduğu belediyelerde, başkanlarımız ve örgütümüz üzerinden yapacakları çalışmaların başarılı olmasını, altta kalanlara sahip çıkarak göstermiş olmalarıdır. Belediye başkanlarımız bu yolda hizmet ederken, örgütümüzünde o belediye başkanımıza sahip çıkması gerekiyor ki vatandaşımız ilerleyen günlerde alternatifsiz olmadıklarını bilsinler.” diye konuştu.
“Ülkeyi kimlik siyaseti üzerinden ayırmaya çalışan anlayışın karşısındayız”
Türkiye’de her kesimden insanı kucaklayıp, ötekileştirmeyeceklerini söyleyen Salıcı, “Bütün bu sürecin sonucunda az oy aldığımız illerde de şu ana kadar milletvekili çıkaramadığımız yerlerde de özellikle de yerel seçimlerde yaratılmış olan heyecanın yarattığı kucaklaşmayı görüyorum. Bizim başkalarını ötekileştirecek durumumuz yok, biz herkese sahip çıkacağız. Bu ülkeyi kimlik siyaseti üzerinden ayırmaya çalışan anlayışın karşısında duracağız.
Bugün buraya gelmeden öğrendiğim Adanada ki saldırıda bir polisimiz ve vatandaşlarımız yaralanmış. Terör üzerinden hiç kimsenin sonuç alamayacağı, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün aynı zamanda demokratik, laik ve sosyal hukuk niteliği ile yargının bağımsız olduğu, medyanın kendi istediğini yazabildiği bir ülke olmalıyız.” ifadelerinde bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın konuşmalarının ardından toplantı,basın mensuplarına kapalı devam etti.
